Biyografi

Ahmet Necdet Sezer Kimdir? Cumhurbaşkanlığı Dönemi ve Hayatı

Ahmet Necdet Sezer, öğretmen Ahmet Hamdi Sezer ile ev hanımı Hatice Sezer’in oğlu olarak 13 Eylül 1941 tarihinde Afyonkarahisar’da dünyaya geldi. Sezer, 4 çocuklu ailenin tek erkek çocuğudur.

1958 senesinde Afyon Lisesi’nden mezun olan Sezer, daha sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuştur. Mezun olduğu yıl hakim adayı olarak göreve başlayan Sezer, askerliğini ise Kara Harp Okulu’nda yedek subay olarak yapmıştır.

Sezer, mesleğinde Dicle ve Yerköy Hakimliklerinin yanı sıra Yargıtay Tetkik Hakimliği görevinde de bulunmuştur. Sezer, ayrıca Medeni Hukuk alanında yüksek lisans öğrenimini yapmıştır. 7 Mart 1983 tarihinde Yargıtay üyeliğine seçilmiştir.

28 Şubat’a Atıfta Bulunan Konuşması

Sezer, Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak Nisan 1999’da yaptığı bir konuşma, bazı kesimler tarafından 28 Şubat Süreci’ne bir eleştiri olarak algılanmış ve bazı gazetelerde manşete taşınmıştı. Bu konuşmada Sezer şunları belirtmişti:

“Düşünce özgürlüğü, demokrasinin temeli ve ayrılmaz parçasıdır. Düşünce suç sayılırsa demokrasi olmaz. Eyleme dönüşmeyen düşünce açıklamaları cezalandırılamaz. Anayasa ve yasalardaki düşünce özgürlüğünü kısıtlayan hükümler, altına imza koyulan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde değiştirilmelidir. Türkiye insan hakları alanında evrensel normlara uyum sağlamak için yasalarında gerekli değişiklikleri yapmak zorundadır. Düşünceyi açıklama özgürlüğü ile bağdaşmayan yasa kuralları değiştirilmelidir. Anayasa ve yasalar, özgürlüğü engelleyen öğelerden arındırılmalı, özgürlük alanı genişletilmelidir. Düşünce özgürlüğü alanında demokratik değerlere yer verilmelidir.”

Cumhurbaşkanlığı Dönemi

Cumhurbaşkanı seçilmeden önce kamuoyunda tanınan bir isim olan Ahmet Necdet Sezer, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevinde bulunuyordu. Koalisyon hükumetinin ortak aday konusunda uzlaşamamaları sonucu, parti dışından birinin adaylığı konuşulmaya başlandı. Bu esnada Bülent Ecevit tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevinde bulunan Ahmet Necdet Sezer ismi önerildi. 25 Nisan 2000 tarihinde koalisyon liderlerinin yanı sıra muhalefet liderlerinden olan Recai Kutan ve Tansu Çiller de dahil olmak üzere 131 milletvekili, ortak önerge vererek Ahmet Necdet Sezer’i cumhurbaşkanlığına aday olarak gösterdi. Beş partinin desteklediği Ahmet Necdet Sezer, 367 oyun gerekli olduğu ilk iki turda önce 281; daha sonra da 314 oy aldı. Son turda 276 oy yeterliydi ve Sezer, oylamaya katılan 533 milletvekilinin 330’unun oyunu alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Cumhurbaşkanı oldu. Ahmet Necdet Sezer, cumhurbaşkanlığı görevini 16 Mayıs 2000 tarihinde Süleyman Demirel’den devralmıştır.

Ahmet Necdet Sezer, 2000 senesinin Haziran ayından koalisyon hükumetinin 28 Şubat Kararları içerisinde yer alan ”irticai faaileyetlere katıldığı tespit edilenlerin memuriyetten çıkarılmasına ilişkin” kanun hükmündeki kararnameyi önce uzun süre bekletti. Hükumetten konuyla ilgili olarak iki kez yazılı açıklama geldi. Sezer, koalisyon hükumetinin ”anayasaya uygun” dediği kararnameyi 8 Ağustos’ta ”hukuk devleti ilkesine aykırı” olduğu gerekçesiyle ikinci kez reddetti. Ecevit, konuyla ilgili olarak ”imzalamak zorunda” ifadesini kullandı ve Sezer’i yetkisini aşmakla suçlayarak söz konusu kanun hükmündeki kararnameyi 14 Ağustos 2000 tarihinde 14 sayfadan oluşan bir gerekçeyle ikinci kez Ahmet Necdet Sezer’in önüne gönderdi. Fakat Sezer, bu kararnameyi 21 Ağustos tarihinde ikinci kez hükumete iade etti. Dönemin başbakanı Bülent Ecevit ise karanameyi yasa tasarısı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne göndermek zorunda kaldı. Ahmet Necdet Sezer, daha sonra da 3 kamu bankasının özelleştirilmesini öngören kararnameyi de hükumete iade etti. Sezer’in bu iadeleri koalisyon hükumeti arasında siyasi bir krize neden oldu. Koalisyon lideri Bülent Ecevit, iadelerle ilgili olarak: ”Cumhurbaşkanı kendisini Anayasa Mahkemesi’nin yerine koyuyor. Bakanlar kurulu ile diyaloğa kapalı olması, kurulumuzda kaygıyla karşılanmıştır. Ekonomik istikrar tehlikededir” sözlerine yer vermişti.

Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığı görevindeki en önemli hadise, Sezer’in 19 Şubat 2001 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısında dönemin koalisyon hükumeti lideri Bülent Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlatması oldu. Süreç, Türkiye’nin en büyük ekonomik krizi olan 2001 Krizi’ne doğru hızla ilerledi ve Türk siyasi tarihinde ”Kara Çarşamba” olarak nitelendirilen bir dönem yaşandı.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin zaferle ayrıldığı 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra anayasayı değiştirerek dönemin siyasi yasaklısı olan Recep Tayyip Erdoğan’a milletvekili olma yolunu açma tartışmalarında Ahmet Necdet Sezer ”Demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak kişiye özgü düzenlemelerden kaçınarak, hukuku siyasallaştırmak yerine, siyaseti hukuk kurallarına uygun yapmaya özen gösterilmesi gerektiği” uyarısında bulunmuştu. Fakat Tayyip Erdoğan’ın milletvekili olma yolunu açan anayasa değişikliği 13 Aralık 2002 tarihinde Meclis’ten geçti; Sezer 18 Aralık’ta veto etti. İkinci kez tarafına gönderilen anayasa değişikliğini onaylayan Sezer, referanduma gitme hakkını da kullanmadı.

Ahmet Necdet Sezer hakkındaki en büyük tartışmaların odak noktası ise türban konusundaki tavrı oldu. Sezer, Çankaya Köşkü’nün bir kamusal alan olduğunu belirterek başbakanın eşi de dahil olmak üzere hiçbir türbanlı kadını Çankaya Köşkü’ne davet etmeyip türbanlı bir eşin ev sahipliğinde yapılan resepsiyona katılım göstermemesi o dönem büyük tartışmalara neden olmuştu.


10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, eşi Semra Sezer ile birlikte, arkadaşı Burhan Özdural’ın cenazesinde

Ahmet Necdet Sezer, veto hakkını en fazla kullanan Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti. Sezer, görev süresi müddetince toplam 67 yasa, 22 Bakanlar Kurulu Kararı ve 729 müşterek kararnameyi veto etmiştir. Sezer, ayrıca görev süresi boyunca Adalet Bakanlığı’nın da önerisi ile 190 mahkumu affetmiştir. Sezer, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olarak seçildiği 27 Ağustos 2007 tarihine kadar Türkiye’nin 10. Cumhurbaşkanı olarak görevde kalmıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.