Gezi

Bahçeşehir Üniversitesi C-D Arası

Bahçeşehir Üniversitesi öğrencisi iseniz C-D arasını bilmemeniz imkansız. Göztepe kampüsünde veya Galata kampüsünde olsanız dahi asıl, ana kampüs olan Beşiktaş kampüsüne sırf konumu gereği gidersiniz. Eğer iskeleden direkt okula geçmediyseniz veya Barbaros Kütüphanesinden giriş yapmadıysanız büyük ihtimalle C-D arasından geçersiniz. Tabi bir de Etiler-Ortaköy tarafından doğrudan A bloka geçiş yapmadıysanız bu pek de mükemmel olmayan koridorumsu yere uğramadan okula geçebilirsiniz.

Nasıl uğranılır veya nasıl geçilir sorusuna yukarıda uzun uzun cevap verdikten sonra asıl konumuz olan C-D arasına gelelim. C blok ve D blok arasında kalmış, yukarısı Beşiktaş Meydan’a aşağısı ise İDO deniz otobüslerine ve Üsküdar-Beşiktaş vapurlarına çıkan, bundan başka da aralarında Subway, Starbucks ve diğer çay ocağı tarzı kuruluşları bünyesinde bulunduran aslında hiçbir esprisi ve ayrı anlamı bulunmayan, üstelik desibel rekorunu egale etmekte az ötedeki Beşiktaş’ın stadıyla yarışan bir iki duvar arası burası: C-D arası.

Bahçeşehir Üniversitesi’nin podyumu, velhasıl vitrini konumundaki C-D arası, okulun diğer aktivite alanlarından ki bu aktive alanları deyince koca bir kampüs aklınıza gelmesin bahsettiğim D Teras, Bahçe, Konser Alanı ve Port gibi yerler. Onun dışında tabi bir de copy-center’ımız var. Okulun otoparkına giriş yapmak isteyen önce buraya bi gözükür, o kısacık mesafede ağır ağır, kaplumbağa gibi sürünerek gider adeta ve eğer egzoz sesine güveniyorsa da bir iki gaza basar ki C-D ahalisi arkasına dönüp baksın. Gürültü arasında tabi o fiyaka, o caka, o egzoz sesi boşa gitmiş, tüm heves kaçmıştır.

Yukarı C-D ahalisi ve aşağı C-D arası sakinleri arasında resmiyette olmayan bir husumet var. Yukarı C-D’nin mülkiyetinde Starbucks ve Subway gibi elitimsi, yukarı kesme hitap etmeye çalışan işletmeler var ve yukarı alan sadece o iki işletmenin müşterilerine ayrılmış, tabi Bahçeşehirli zaten her zaman müşteri olarak gözükür ve Bahçeşehirli olanlar buna alışmıştır. Yani bu alana oturursunuz ama bi White Chocalete Mocca içerseniz. Bu da über zengin olmayan çoğu Bahçeşehirli için gereksiz masraf olarak görülür. Birisine kahve ısmarlamanız tutmuşsa tabi o orası size kalmış.

Aşağı C-D sakinleri ise daha çok çaykolik kişilerdir ve bu Bahçeşehirli öğrenciler biraz daha mütevazımtrak öğrenciler. Burada masaya oturduğu lüks sitenin ve bindiği lüksümsü arabanın anahtarı, Louis Vitten marka cüzdan veya çantasını koyan insanlar görürsünüz ama öyle arada sırada, nadiren. Bir de tabi çaycı dayımız var burada, epey yaşlı olmasa da yine almış yaşını gitmiş, torun sevecek yaşta birisi. Tuncel Kurtiz’in birebir aynısı; alın kırışıkları, hafiften kambur bir sırt, ağızlara girmiş aynı zamanda ağarmış bıyıklar ve ağır adımlarla yürüyüşü uzaktan bakınca şok olmanızı sağlayacak derecede Tuncel Kurtizle benzerlik gösteriyor. Yani ben öyle bir on beş dakika bakakaldım.

Kampüsün Beşiktaş’ta olması sebebiyle Beşiktaş takımının izlerini taşıyan unsurlar var. Mesela C blok duvarında kocaman bir Kartal posteri vardır. Takımların okul düzeyinde klüpleri toplantılarını burada yaparlar ve doğal olarak Beşiktaş takımının bir üstünlüğü söz konusudur.

Tabi C-D arasının motorlu sakinlerini unutmamak gerekir. Yaz başladı mı burası sesten durulamayacak hale gelir. İki duvar arası bir yer olduğundan ötürü geçen motorlar aşırı bir ses kirliliğine yol açar. Motorsikletlerin de aynı zamanda podyumu görevini üstlenen bu ara sürücüler hakkında pek iyi olmayan sözler sarfedilen bir yerdir. Sanki geçecek yol, gaz pedalını kökleyecek başka müsait bir yer bulamamış sürücüler bir anda, vahiy gelmiş gibi gaz pedalını köklemeye, egzoz sesini Üsküdar’dan duyurmak için her türlü yola başvurmaya başlarlar.

Her tipten öğrencinin, her kılık ve kıyafetten insanın, pejmürde veya şık akademisyenlerin, işletmelerde çalışan işçilerin ve güvenlik görevlilerinin, hepsinin bir arada o bloktan diğer bloka geçiş yaptığı, içilen sigara dumanının arşa yükseldiği ve harman olduğu bir yerdir. Sigara demişken, İstanbul’un karbonmonoksit kotasını doldurmasında başı çeken bir yer olduğunu ancak gelince, görünce anlarsınız diyerek büyüklüğünü size bırakıyorum.

Bahçeşehir Üniversitesi’ni bana anlat derseniz, gelin C-D arasını görün derim. Kesinlikle bir hükmünüz olacaktır. Bir saat burada kalmanız okul hakkındaki görüşlerinizde temel oluşturacağından hiç şüphem yok. Bazen çekilebilir ama çoğu zaman çekilmez ve kafa ağrıtan bu yercik üzerine diyeceklerim bu kadar.

Başka yazılarda buluşmak dileğiyle, Hoşçakalın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.