Düşünce

Bence Hoşgörü

Size başımdan geçen enteresan bir olaydan bahsetmek istiyorum. Arefe gününden bir gün önce annemle birlikte, ünlü bir makyaj mağazasına gitmiştik. İçeride gezinirken bizden farklı görünümlü bir kız; “bunlar buradan ne anlar, niye gelmiş” tarzında bir şeyler söylemiş. Duymadığım için annem sonradan söyledi, eğer duymuş olsaydım belki de, neden? Sana ne? Gibi soruları yöneltebilirdim. Sonra çıktığımızda basbayağı sinirlerimin bozulduğunu fark ettim. Hiç tanımadığın bir insan, bir anda sinirlerini alt üst edebilme cüretinde bulunabiliyor muş demekki…

Tabi bu olay bende derin intibalar uyandırmadı değil. Kendime,  neden dedim, ne gerek var? Sırf senden farklı giyiniyor, farklı konuşuyor, farklı kültüre sahip diye insanlara karşı tamamen bağnaz düşüncelerle yaklaşmak.  Hem de hiçbir fayda vermezken.

Geçen günlerde bir adamın şort giydi diye kıza hakaret etmesiyle, bu arkadaşın düşüncelerinin aynı olduğunu düşünüyorum. Ya da düşünce değil, hastalık diyelim. Hoşgörmeme hastalığı, hakır davranma.  Bugün siyah giyinimli bir bayan sırf giyinişi yüzünden hor görünüyorsa, şort giydi diye bir kız linç ediliyorsa, ortada çok önemli bir hastalık ve sorun olduğu aşikar.

Haklıyı sadece seninle aynı olduğu durumda savunmak değil, senden faklı görünse de, konuşsa da savunabiliyorsan, o zaman  gerçek anlamda  haklı olanı savunuyorsan diyebiliriz. Ya da gerçekten hoşgörü sahibisin.

Hem ne diyor,  John Robinson; “Hoşgörü, karşınızdakileri bizim istediğimiz gibi değil, kendi istedikleri şekilde mutlu edebilme  büyüklüğüdür.”

Sen şort gitmediğin halde o mağdur kişiye üzülebilmelisin. Onu savunabilmelisin, yaptığı şey seninle aynı olduğu için değil. Gördüğü tepkilere karşı diğerlerine, -sanane- diyebilmeli, sessiz kalmamalısın.İnsanları kategorize etmeden yaşayabilmelisin.

Evet evet,  işte o zaman gerçekten hoşgörü sahibisin.

 

Bu hoşgörüye gelmek için de ilk önce kabimizi güzelleştirmemiz gerekmekte değil mi?

Kalbi kötü insanları kurallar-kanunlar  değiştirmez. Kuralları insanların kalbi belirler. Ve yön verir. Yönünü belirlediği kaynak kötü olduğu müddetçe, rota değişmediği taktirde hep aynı düzen devem eder. Ama aslında anlayışlı olmak aykırı olmaktan daha kolaydır her zaman. Anlayışlı uyandığımız günler görmek umuduyla…

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.