Mizah

Bir Türk Klasiği: Kalabalığı Takip Etmek

Ülkecek yaptığımız ama kimseye söylemediğimiz bir davranış. Tıpkı Cuma ve Bayram namazlarındaki yanı başımızda namaza duran yaşlı dedeyi taklit etmek gibi Türk toplumu olarak itiraf edemediğimiz bir başka davranışımız kalabalığı takip etmek.

En çok havaalanlarında, terminal ve otogar gibi yerlerde kalabalığın takip edildiğini görürüz. En önde gerçekten ne yaptığını bilen insanlar varken, arkaya doğru ne yaptığını bilen insanların sayısında azalmalar olur. Kalabalık, arkaya doğru gidildikçe amaçsızlaşır. Tek amaç, bir öndeki kişinin ne yaptığıdır. Muhtemelen iç hatlara gidecek olan bir vatandaş seçilir ve vatandaşın nereye nasıl gideceğine bakılır. Muhtemelen o da diğerini takip etmiş ve görülmeyen bir kalabalık aynı yönde bilinçsizce hareket etmekedir.

Bir nevi lokomotif misali, diğerinin ne yaptığını takip etmek, grubun daha az yanılacağına olan sarsılmaz inançtan geliyor. Bu çok daha farklı inanç ve inanışların da temel kaynağı durumunda.

İnsanlar kendilerini kalabalık nereye giderse oraya gitmeye mecbur hissediyor. Kalabalık, bireye göre daha az hata yapar. Ya da kalabalık hata yaparsa bunun cezası bireyin cezasına göre daha az olur.

Kalabalık, bireyin davranışlarında doğrudan etkisi olan bir olgu. Zira yönümüzü kaybettiğimizde ya da kararsız kaldığımızda kalabalığı takip etme yolunu seçeriz. Çünkü kalabalıkta kolektif bir bilinç, akıl vardır. İnsanlar bu kolektif bilince güvenerek kalabalığı takip ederler.

Öte yandan kalabalığı takip etmenin bireye vicdani bir rahatlama getirdiği de bilinen gerçek. Birey, kalabalığı takip ederek vicdanlarını rahatlatır, en azından omuzlarındaki yükümlülüğü azaltırlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.