DüşünceEleştiriSiyaset

Her Kesim Kendi Türkiyesinin Peşinde

Türkiye’nin ne koyu sağcısı ne koyu solcusu bu ülkenin birlik ve beraberliği temeline bir tuğla dahi koymamıştır. Evet, her iki kesim, Türkiye’nin bütünlüğünü ve birlikteliğini bozmak ve engellemek dışında hiçbir vazife edinmemişlerdir.

Ayrı düşünmek veya ayrımcı düşünmek, zihinde kalmayıp sözle veya yazıyla aktarıldığı an hakarete, saygısızlığa ve de bölücülüğe girer. Tabi gerekli ayrımcılıklar var mıdır? Elbette ki vardır. Türkiye’nin toprak bütünlüğüne, vatandaşlarına veya huzuruna tehdit sayılabilecek kişi veya kuruma yapılan ayrımcılık elzemdir. Ülkeyi doğrudan bölmek ya da herhangi bir taşeronun hizmetine sunmak gibi bir emeli olmayan koyu sağcılar ve de solcular ülkemizin kanayan yarası.

Solcularla konuşuyorum, sol görüşlü insanların televizyon programlarını izliyorum. Temel mantalite aynı: İtham. Vatan hainliği ile itham, cahillikle itham, yobazlıkla itham, geri kafalılıkla itham. İtham da itham. İthamlar iftiraya, iftiralar suçlamalara, suçlamalar davalara, davalar da artık ucu nereye kadar giderse. Kastettiğim solcular koyu olanları. Hani inkılap, Atatürk, devrim, laiklik diyen, başka hiçbir kelam etmeyen güruh.

Daha sonra sağcılarla konuşuyorum, sağ görüşlü insanların televizyon programlarını izliyorum. Yine aşağı yukarı aynı mantık aynı kafa. Yine ithamlar. Dinsizlikle itham, hainlikle itham, kafayı bozmalarla itham, taassupla itham. Yani anlayacağınız ithamlar faturalar kadar uzun. Kastettiğim sağcılar koyu olanları. Hani Osmanlı, başkanlık, şeriat, üst akıl diyen güruh.

İkisi de ülkede daha önce görülmemiş anlamsız yıkıma yol açmışlardır. İkisinin inanın bana hiçbir ama hiçbir farkı yok. Bir ülke için koyu muhafazakar sağcı ne kadar tehlikeli ise bir ülke için koyu solcu birisi o kadar tehlikelidir. İki kesim de kişilere ve efsanelere bağımlı yaşarlar. Geçmişi özler geleceği unuturlar. Torunlarına ömür boyu unutamayacakları bir nesil miras etmekten o kadar çok çekinirler ve üşenirler ki onlar için yapılacak en iyi iş sosyal medyada yüzlerine sayıp sövmek, gerçek hayatta arkalarından hakaret etmektir.

Amacım her iki kesime de kin kusmak, onlara karşı nefrette bulunmak değil. Ben burada şu gerçeği açıklamak istiyorum: Ne kadar çok kutuplaşırsak o kadar çok birbirimizden soğuruz. Memleketin sakinleri bizleriz. Ne İngilizler ne Amerikalılar ne de Burkina Fasolular Biziz bu ülkenin sahipleri. İnançlarımızı ve değerlerimizi kendi içimizde yaşayalım. Öğrendiğimiz gerçekleri ya da değerleri diğerlerine empoze etmeye çalışmayalım.

Kabul etmeyip, karşı çıkınca, taraf olunca kin tutuyoruz, düşman oluyoruz. Sağcı solcuya düşman, solcu sağcıya. Dediğim gibi Müslümansak eğer, Osmanlı hayranıysak eğer, şeriatın gelmesini istiyorsak eğer bunu ne olur içimizde yaşayalım. Atatürk’ü çok seviyorsak eğer, gericiliğe karşı çıkıyorsak eğer, dinin toplumları bu kadar etkilemesinden rahatsız oluyorsak eğer bunları da ne olur içimizde yaşayalım. Propagandalarla ülkenin her karışı, her insan beyni daha kolay elde ediliyor. Dışımızdakiler değil keşke dışarıdan müdahalelere kalkışılsa da milletimiz gereken cevabı verse ama sorun dışardan değil içeriden müdahalelerin olması. Eğer zaten biz içte birlik olursak dışarıya tek yumrukta birleşmiş oluruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.