Edebiyat

Kelimeler ki Tank Gibi Geçer Adamın Yüreğinden

Söz ola kese başı, söz ola bitire başı der Yunus Emre. Sözler ziyadesiyle kelimeler, kelimeler albayım kelimeler bazı anlamlara gelmiyor demiş Oğuz Atay. Ve eklemiş şairin biri insanlar bizi düşüncelerimizle algılamaz, sözlerimizle değerlendirir.

Ve böyle der edebiyatçılar, hassas insanlar. Bazen düşünüyor insan öyle değil mi? Nasıl olur da bazı kelimeler derlenip toparlanıp; bir araya gelebiliyor. Hayatımızda sıradan kullandığımız onlarca yüzlerce kelimeden birileri bazılarını bir araya getirip dağ gibi sağımıza oturtuyorlar örneğin. Kelimeler evet her birinin binlerce anlamı olabiliyor bazen ama bazen de bir kelime tek bir anlamdan başka hiçbir anlama gelmiyor. Nasıl olur da tek bir anlamı olan kelimeler bir araya gelir de insanları sevindirir, hüzünlendirir, güldürür ya da ağlatırdı.

Kelimler dedik, bazen de bir iki harf bir araya gelir iki harften bir kelime olur ağlarız, güleriz. Örneğin Didem Madak bir ‘Ah’ yazar ağlarsınız. Ne derin anlamlar yüklemiştir ona. Yalnızca iki harf değildir onlar bir dünyadır, adı bilemediğimiz başka bir gezegenden gelmişlerdir.
Hani Erdem Beyazıt der ya ‘harfler harp düzeni alır mısralarımda, kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden, kimi bir vurguncuya gece rüyasında yakalamıştır, kimi bir soyguncuyu ışıklı sofralarda hırsızın gırtlağında tıkanmıştır.’ İşte öyle, öyleydi kelimeler bazen şairin dediği gibi tank gibi oluverirlerdi bazen de ne idüğü belirsiz bir takım manalara…

İfade edilemeyen aşklara, yaşanmamış çocukluklara, geçip giden gençliklere, mutsuz evliliklere, adı konmamış ihanetlere ve sayısız hallere bir kelime yetebilirdi bazen. Bazen bir kelime bir cümleden, hatta bir kitaptan daha tesirli olabilirdi zannımca.

Kullanmasını bilene en büyük silah, kullanmasını bilmeyene pimi çekilmiş bir bomba olabilirdi kelimeler. Kimilerinin ekmek kaynağı, kimilerinin her sarfettiğinde başını yakan harfler topluluğu da olabilirdi kelimeler. Ama ne olursa olsun kelimelerdir bizi biz yapan asıl şeyler. Zenginlikleri tamamen bize bağlıdır. Öncesine ve sonrasına koyduğumuz yardımcıları ile kim bilir ne anlamlara gelecek, belki hiç istemediğimiz anlamlara çekilecekti ama olsundu. Kelimeler hep var ve hep zengin olsundu. Yeter ki bilelim onları biraz daha tanıyalım; kırk milyonuncu anlamını, kazıyalım altında kalmış olanlarını, çıkartalım gün yüzüne…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.