Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak

Türkiye’de din, güçlü bir toplumsal kurumdur. Dine uygun olan maça 1-0 avantajlı başlarken, İslam dinine ters olan 0-2 yenik halde maça başlar. Buna Türk jargonunda “Müslüman mahallesine salyangoz satmak” denir.

Müslüman mahallesinde salyangoz satmak, aslında olmayacak bir olay, durum veya gelişmenin gerçekleşmesini/meydana gelmesini beklemek demektir. Aynı zamanda deyim, bir satıcı veya girişimcinin bölgeyi/yöreyi bilmeden ezberlediği satış teknikleri üzerinden ürün ya da hizmetini satmaya kalkması durumu için de kullanılmıştır.

Uluslararası şirketlerin Türkiye’deki satış tekniklerindeki hatalardan bir örnek bu durumu açıklıyor. Olay 1980’lerde gerçekleşmiş.

Bir Alman firması Türkiye’de ürünlerini satabilmek için, “Türk kadını en çok hangi kokuyu sever?” diye pazar araştırması yapıyor. Araştırma sonuçlarına göre, Türk erkeği anasonlu içki (rakı) içiyor, demek ki Türk kadını anasın kokusunu çok seviyor,” diye bir çıkarım yapılıyor. Şirket iyi bir yatırımla anasonlu deterjan üretiyor ve Tüm Türkiye’ye büyük bir reklam kampanyası ile tanıtılıyor. Ne olduğunu merak eden Türk kadını deterjanı alıyor! Kirlilerin temizleneceğini ve çamaşırlarının “bahar”, “okyanus”, “dağ esintisi” gibi kokacağını beklerken, akşam eve sarhoş gelen, leş gibi rakı kokan kocasını hatırlattığı için deterjanı olduğu gibi çöpe atıyor. Şirket sonunda dayanamayıp, zarar etmiş halde ülkesine geri dönüyor.