Düşünce

Nazım Hikmet’in O Anı

Nazım Hikmet’in bir şiiri vardı: Pazar. Bugün günlerden pazar, bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar diye başlayan o meşhur şiiri. İşte o şiirde dikkatimi çeken ve her defasında düşündüğüm şu dizeleri sizle paylaşmak istiyorum:

O anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım
Toprak, güneş ve ben bahtiyarım.

Aklıma takılan noktası şurası: İnsan gerçekten de doğaya bu kadar özlem duyup, dünyevi işlerinden ya da meşgalelerinden kendini soyutlayabilir mi? İnsan gerçekten de dünyevi işleri bir kenara bırakıp, sadece kendisiyle baş başa kalmayı, geri kalan her şeyi elinin tersiyle geriye atmayı isteyebilir mi?

Bazen her insanın başına gelen ve en az bir kez yakinen tanıdığı bir duygu bu. Fakat Nazım’ın bu mısralarında söz ettiği değerlere bir bakalım: Kavga, hürriyet ve (deyimiyle) karım.

Kavga; uğraşalar, idealler ya da peşine koştuğunuz her şey. Hürriyet; bir insanın kendini tamamıyla hür hissetmesi (ki, bu şiirde Nazım Hikmeti dostunu görmesi için uzun bir süre sonra dışarı çıkarmışlardı) bambaşka bir duyguydu. Ve son olarak da sevdiğiniz insan. Bazen öyle anlar oluyor ki insan sadece sevdiği kişiler için kendini yaşamaya mecbur bırakıyordu.

Nazım Hikmet’i anlamak güçtür diyerek bu işi başka bir zamana ve sağlıklı bir düşünce şekliyle değerlendirmeye tehir edebiliriz. Fakat Nazım’ın mısraları her zaman olduğu gibi burada da içimizde olanları ifade ediyor. Gerçek, her şeyiyle gerçek bir duygu insan gerçekten de bazen ne kavga, ne hürriyet ne karım diyerek hayatı boş verebiliyor. Biz bu anlar için de insanız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.