Halkla İlişkiler

Neden Kurumsal Marka ve Şirketlere Talep Arttı?

Bir ürün alacağımız zaman marka olsun istiyoruz; Pazar malı olmasın. Bir hizmetten yararlanacağımız zaman kurumsal bir yer olsun istiyoruz. Bir kişi arıyoruz örneğin ama o kişinin güvenilir olmasını istiyoruz. Kişi ve markalarda kurumsallık, en çok aranan özelliklerden biri oldu artık. Markalar ve şirketler bazında kurumsallık neden önemli bir hale geldi? Son zamanlarda insanlar neden kurumsallığa önem veriyor? Altında yatan sebepler nelerdir?

Hizmet ve imkanın sınırlarının tahmin edilemez boyutlara ulaştığı günümüz dünyasında belirli bir kitleye hitap eden markların sayısında çok ciddi bir azalma yaşanıyor. Artık markalar belirli bir kitleye hitap etmekten çok kitleyi geniş bir aralıkta tutma peşinde. Bu akım beraberinde birbiri üzerine geçme (overlap) aşamasını da doğurdu. Bu sayede bir marka tutkunu aynı zamanda birkaç farklı markanın da tutkunu ve bağımlısı olabiliyor.

Bu işin farkında olan markalar ve şirketler ise her türden profili kendilerine ‘potansiyel müşteri’ olarak yorumluyor ve standartlarını ona göre değiştiriyor. Örneğin bir zamanlar kaliteli ve ismi olan markaların şu anda orta hatta alt sınıf markalar olduğunu görebiliyoruz. Artık müşteri markanın değil; marka müşterinin ayağına gidiyor. Böylece müşteriler ayaklarına kadar gelen markaların sunduğu imkanlardan seve seve faydalanmak istiyorlar.

Fiyat, kalite, güven ve teminat açısından da oldukça tescilli olan bu markalardan bir şeyler almak ya da markayı kullanmak insanı mutlu ediyordu. Mesela pazardan alına bir elbise ile herhangi bir kurumsal yerden alına elbisenin fiyatı hemen hemen aynıydı. Şimdi insanlar belirli bir süre dahilinde iade edip değiştirebileceği, binlerce alternatifin yer aldığı, nispeten nezih yerlerden almanın pazardan almaya göre çok daha iyi olduğunu biliyordu. Peki bu tercihin sebepleri nelerdi? Neden kurumsal olandan yana tercihimizi kullanıyorduk?

Artık kurumsal olmayan şeylere itimat etmiyorduk. Mesela bize güvence veren ya da paramızı boşa gitmiş hissini verdirmeyecek olan yerlere gitmek istiyoruz. Mesela kurumsal olmayan markalar ya da bir topluluk sizi kandırabilir ve dolandırabilirdi ama kurumsal markalar eğer siz haklıysanız, hakkınızı teslim ederlerdi. Dava açabilir, itiraz edebilirdik ama kurumsal olmayana böyle bir şey yapılabilir miydi? Ertesi gün kepengi indirip dükkanı kapamayacağı ne malumdu? Kısaca biz, kurumsal olmayan kurum veya topluluğun sözüne itimat etmiyorduk.

Bazı dükkanların camında asılı levhalara şahit oluruz: Kurumsal firmalara Satılık/Kiralık. Elbette boşuna değildi. Güven ve inanılırlık her şeyden önce geliyordu. Bir mührünüz, imzanız olsun istiyorlardı insanlar sizden. Mesela noter müesseselerinin yaygınlaşması tam olarak bu konuyla alakalıydı. Söze itimat etmiyor, gidip o sözü onaylatıyorduk.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.