Neşet Ertaş Denince

Neşet Ertaş denince, bir İç Anadolu insanı için akan suların durması gerekir. Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğudur Neşet Ertaş. Ağlatmaz ama kederli yapar insanı. Mahzun bir hal çöker insanın omuzlarına. Bağlamanın bu kadar dile geldiği bir el, çok çok azdır doğrusu. Yanı başımızdaki bir dost, uzaklardan bir tanıdıktır Neşet Ertaş, hem hüzün hem sevinç; hem aşk hem de sitemdir türküleri. Türküleri bizim hayatımızmış gibi gelir. Zahide’si bizim sevdiğimiz kadın olur. Acem kızı sevip yüz bulamadığımızı; Ayaş yolları her zaman yürüdüğümüz okul yolları olur. Derdimizin ne olduğunu bilemeyiz. Derdimin dermanı yarimiş meğer der reçeteyi yazar geçer bazen.

Neşet Ertaş’tan farklı bir hava var dostlar. Yâri arar iken demez örneğin “yari ararıhan yârden ıradım” der. Farklı bir üslup ama asla yapay olmayan, içten bir ses ama asla zorlama olmayan bir sestir.

Örneğin duygusal yönü o kadar çoktur ki, bazı şarkılarındaki anlamı belki o şarkıyı yüzüncü dinleyişinizde anlarsınız. Bir de tabi bazı şarkı ve türkülerde olduğu gibi Neşet Ertaş’ın türküleri de her yaşta, çağda ve evrede ayrı bir anlama bürünür. Delikanlı çağımızda ayrı, yetişkinlik evremizde başka, yaşlılıkta bambaşkadır; anlam, çıkarım, hava.

Ufak bir tekrar etme olur içimizde. Terennüm ederiz türkülerini, sonra ustaya bırakırız devamını. Saygısızlık etmekten değil de o bizden daha duygulu söylüyor diyerekten tekrar dinlemeye devam ederiz.

Saygılı bir kişilik, efendi bir sanatçı, örnek bir insandır. Örneğin bir konserinde ceketini çıkarmak için seyircilerden izin isteyecek kadar da mütevazi bir insan ve dahi sanatçıdır. Bir keresinde de konseri için bilet parası toplandığını öğrenen Neşet Ertaş “ben öğrencinin cebindeki cuğara parasına dokunmam” diyerek para toplanmasını kabul etmemiştir. Dileyenler Neşet Ertaşı Emrah Serbes’ten Şoray Uzun’dan dinleyebilir, nasıl bir kişilik olduğunu öğrenebilirler.

Neşet Ertaş’a maalesef şimdilik demek zorundayım. Şimdilik bu kadar. Hoşçakalın.