Eğitim

Dünyanın En Zor Mesleği: Öğrencilik

Öğrenci tanımı birşeyi öğrenmek için istekli olan kimse dedemin kullandığı tabirle talebe arapçadan dilimize geçmiş bir kelime tabi her ne kadar şu anda çok az özellikle üst kuşak tarafından kullanılsa da herneyse konumuz bu değil bir makalede de tanım yapmazsak olmaz. Sanki öğrencinin ne demek olduğunu bilmiyoruz.
İlkokulda okula alışma döneminde öğrenciliğimin ilk yıllarında sisteme çok karşı bir duruşum vardı zaman geçti olgunlaşmaya başladık ve sisteme boyun eğmeninde öğrencilik mesleğinin bir “zorunluluğu” olduğunu acı bir şekilde öğrenmiş olduk. Büyüklerimiz yani anne, babamız ailemiz öğrenciliğimyediğin önünde yemediğin arkanda hayatı daha yeni öğrenmeye başlıyorsun sözleriyle tanımlarken aslında bir açıdan haklılık payları yok değil fakat öğrencilik dünyanın en zor mesleğidir başlığını makalesine yazmış biri için bunu savunmak sadece bir ironi yaratmak için mümkün olabilir.
Lise yıllarına gelelim aslında kendi bakış açıma ve çevremden duyduklarıma göre ki bu analizi büyüklerime sormadan yapamazdım babamın “ileri git de gün gör” savından yola çıktım. Lise 3. sınıf yaklaşık olarak 17 yaşında olmak en güzel yıllar sayılabilir. Ne birşeylerin farkına varamayacak kadar küçük ne de son sınıftaki kadar (eğer çok çalışkan bir öğrenci değilseniz) sınav stresine sahipsiniz.
En güzel yıllar üniversite yılları mı? Yapma!
Öğrenciliği dünyanın en zor mesleği yapan yıllar yeni başlıyor.
Üniversiteye girerken herkesin bir hayali vardır partiler, eğlenceler bir diğer perspektiften yurtdışı deneyimleri, kariyer planlamaları… Aslına bakarsanız belirli ihtiyaçlarınızı karşılayacak finansal sponsor bulma konusunu halletmediyseniz biraz zor olucak. Tabi liseden sorumluluk konusunda daha (mı) rahatsınız diyebiliriz. Bu yıllarda kendinize bir kimlik oluşturmaya başladınız üniversite sınavını kazandınız yani dünyanın en zor mesleğinde işe alındınız.

 

Burada artık sorumluluklarınızı yerine getirebilmeniz için anne-babanız değil sistem sizi zorlayabilir. Şehir dışında bir üniversiteyi kazan, önce yurda çık işk yıllar harika evet üniversitedeyim sonra büyük ihtimalle öğrenci evindesin ev arkadaşlarınla anlaşabiliyorsan ne aala. Peki masraflarını nasıl karşılayacaksın? Vize ve final sınavları için günlerce uykusuz kalıcaksın çalışıcaksın ve bunun karşılığında maddi hiç birşey alamayacaksın. Bir düşünün. Tamam anlıyorum belli zorluklardan geçicek ve kariyer yapıp rahat ediceksin bla bla evet sen öyle san güzel hikayeymiş. Anlatmaya çalıştığım şey öğrencilik mesleğini icra ederken çektiğin zorlukların karşılığını tam olarak alabileceğin konusunda bazı şüphelerim var.

 

Üniversite yıllarında yarı zamanlı olarak çalıştığında sadece yemek ve barınma ihtiyaçlarını karşılayacaksın hele ki İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyorsan. Üniversite bitince uzun bir süre lise mezunu olmanla üniversite okuman arasında 300-400 liralık bir maaş farkı olucak ha birde etiket! Okumuş insan olucaksın. Üniversitenin büyük bir fayda sağlaması şüphesiz ama öğrencilik mesleğinin bu zorlukları göz ardı edilmemeli. Üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyem, burs ve yurtdışı imkanlarından mutlaka faydalanın biraz da aç gözlü olun canım ne olur. Hep maddiyattan mı bahsettim o zaman birde çok çalışın okunuzu dereceyle bitirinde büyük insan olun. Sistemin ilk ayağına hoşgeldiniz.

Teknolojik Deli

Montaigne'e çıraklık yapıyordum, kovuldum. Biraz okuduktan sonra neden kovulduğumu anlayacaksınız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.