Edebiyat

Sevda Sahrası

Hikâyesi yarım kalmış ,
Yüreği daimî buruk insanlar vardır.
Gözlerinden anlarsınız böyle insanları.
Çünkü, o gözler en mutlu vakitlerde bile
Bir miktar buğuludur.
Puslu bir gece misali.

Kimisi yüreğiyle sınanmıştır,
Kimisi yüreğinde taşıdığıyla,
Kimisi de yüreğinde olduğunu sandığıyla.
Zorlu bir imtihandır yanılgı denen illet.
Her uzvundan ayrı ayrı yakalar insanı.
Ondan sonrası karşı konulmaz bir çırpınıştır.

Derler ki her insanın yüreği avuçları kadarmış
Peki tesadüf müdür bu ?
Elbette değildir, bir hikmettir fi’l hakikâ.
Avcunda tutamadığını, yüreğinde taşıyamazsın
Demenin bir başka yoludur zannımca.
Sahip çıkamayacağın sevdanın yolcusu olma demektir.
Yada bırakacağın eli hiç tutma demektir Mevlanâca.

Sevda’nın yükü ağırdır derler.
İmtihanı zordur,
Ya hakkını vermeli
Yada hiç o çöle girmemeli.

Gönül çalamazsan aşkın sazını
Diye bir türkü vardır bilir misiniz ?
Orda der ki Âşık Hüda’yi:
“Sevda sahrasında Mecnun değilsen
Ne Leylâ’yı çağır
Ne çölü incit.”

Ezcümle, taşıyamayacağınız yüreğin
Sımsıkı tutamayacağınız elin
Gönül teline tutunamayacağınız bir ömrün
Çölüne girmeyin.
Kumlarını dahi incitmeyin.

Leylâ’yı da Mecnun’u da
Bundan gayri
Perişan etmeyin.

suhedaseyhan

Müderrise ? Çiçektim kırdın, bahçen bahar görmesin ?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.