BiyografiTarih

Şamil’i Bilmeyenler Atasını Ne Bilir?

Şeyh Şamil 1797 yılında Dağıstan’da doğmuştur. Babası, Avarlardan Muhammed, annesi Bahu Mesedu’dur. Doğduğunda dedesinin ismi olan Ali adını alır. Bebekken sürekli hastalık geçirmesi üzerine, o dönemlerde toplum süregelmiş bir inanç ile alakalı olarak ismini değiştirmiş ve Şamil adını vermişlerdir.

Ufak yaştan itibaren ilim öğrenmeye başlar. Dostlarıyla birlikte gittiği Bağdat’ta Mevlana Hâlid-i Bağdâdî’den ilim öğrenir. Genç yaşında dini bilgileri üst seviyede öğrenmiş din adamı sıfatıyla yetişir. o aynı zamanda büyük bir gönül insanıdır. Kuzey kafkasya’da halkı Ruslara karşı direnişe çağıran Nakşibendi tarikatına gönül vermiş ve imanından aldığı cihad aşkı tüm mentalitesini etkilemiştir. Şeyh mansurun 1785’te Çeçenistan’da başlattığı ve halkı teşkilatlandırarak Ruslara karşı direnişe katılmalarını istediği gazavat hareketine dahil olan şamil, bilgisi ve imanının yanı sıra çok güçlü bir fiziki yapıya sahip, kılıcı keskin, cengaver bir yiğittir. 1834 senesinde gazavat hareketine imam olarak seçilir. En büyük isteği, tüm Kuzey Kafkasya’yı Rus ordularına karşı birleştirerek Rus işgalinden kurtarmaktır. İmam şamil, “Allah büyüktür. Yardımını vatanı ve kendi uğruna savaşandan esirgemez” diyerek, her türlü donanıma sahip rus ordularına karşı amansız bir mücadeleye girişmiş, teslim olmak düşüncesine dahi müsamaha göstermemiştir. On yıldan sonra imam olarak seçildiği gazavat hareketine 25 yıl liderlik yapmış, 35 yıl boyunca rus ordularıyla canı pahasına savaşmıştır.

Şeyh Şamil, dini lider olarak seçilmesinin ardından Ruslarla barışın söz konusu dahi edilmesini istemez ve böyle bir fikirle gelenin kesin bir biçimde cezalandırılacağını bildirir. ancak bir kitle, rusların yeni bir anlaşma teklifini ona iletmek ister ve annesini üzemeyeceğini düşünerek Şeyh Şamil ile bu konu hakkında görüşmesi için annesini yollarlar. Annesinin bu fikirle gelmesi Şeyh Şamili çok üzmüştür, mescide çekilir ve üç gün sonra halkının önüne çıkarak şunları söyler: “Annemin bu konuda, merhametinin fazlalığı nedeniyle başkalarını dinlemesinden başka hiçbir hatâsı yoktur. Bu işlediği suçun cezasını da manevi olarak şu âna kadar çektiği sıkıntılarla ödemiştir. Maddî cezayı da onun herşeyine vâris olan oğlu çekecektir” bu konuşmasından sonra halkın gözleri önünde kendisine yüz kırbaç vurulmasını emretmiş ve annesinin cezasını ağır bir şekilde çekmiştir. Bu olay, istiklal mücadelesindeki kararlığı ve davasındaki içtenliğini ortaya koymuş ve halk Ruslarla mücadele etmenin din ve vatan borcu olduğunu mutlak farkına varmıştır.
Rus ordusu, Dağıstan ve Çeçenistan’da varlığını kuvvetlendiren ve halkın kendisine kayıtsız şartsız destek verdiği kafkas kartalı Şeyh Şamil’i  yok etmek için harekete geçer fakat 1837 yılında büyük bir yenilgiye uğrar. Bunun üzerine rus çarı 1. Nikola kendisine makam, mevki ve servet vadeden bir mektup gönderir. Şeyh şamil bu teklife şu cevabı verir:

Ona (Rus Çarına) söyleyin;
Başında bulunduğum bu kahramanların, kalplerinde kökleşen zafer imanı kökünden kazınmadıkça; ve en genç muhariplerimden en ihtiyar naiplerime kadar, tek kurşunları ve tek kolları kalıncaya kadar, bu mübarek vatanı son dağına, son köyüne, ve en son kaya parçasına kadar karış karış müdafaa etmekten beni hiç bir kuvvet men edemeyecektir. Bu uğurda bütün evlad ve ayalimi kılıçtan geçirseniz; en son müridimi yok etseniz; tek başıma ve son nefesime kadar sizinle yine dövüşeceğim. Son cevabım budur!

Tüm hayatını kitaplar, belgesellerce anlatsak belki onun düşünce yapısı hakkında birkaç bilgi edinip Şeyh Şamil kimdir? sorusuna biraz daha pürüzsüz bir cevap vermiş olabiliriz. Böyle büyük bir insanı bu yazıda derlemek tabiki kolay değil daha Şeyh Şamil hakkında öğrenecek çok şey var! Bu yüce vatanperverliği ve insanları bu konuda bilinçlendirmesi, toplaması ile Şeyh Şamil hiç unutulmayacak gönüllerde hürriyet güneşi olarak anılacaktır.

Teknolojik Deli

Montaigne'e çıraklık yapıyordum, kovuldum. Biraz okuduktan sonra neden kovulduğumu anlayacaksınız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.