Siyaset

Temsil Etmek ve Temsil Edilmek

Her insan yaşamında kendisini temsil eden birilerini yüceltmeyi, kendisini temsil eden birilerine sevgi göstermeyi sever. Çünkü o kişilerde kendine ait bir şeyler görür ve artık o kişi onun kişiler ötesi benliği olur. Örneğin Recep İvedik film serisinin bu kadar çok izlenmesi ve gişe rekorları kırması hayret edilmesi gereken bir konu değildir. Baktığımızda Recep İvediğin halkın büyük bir bölümü tarafından benimsendiğini görüyoruz.

Temsil etme görevini üstlenen kişiler, birilerinin yüksek sesi olmuş, birilerinin sesini bazı yerlerde daha gür çıkarmıştır. Temsil etme görevini üstlenen kişilerin oldukça sahiplenildiğini ve arka çıkıldığını görürüz. Burada şu yatar: İnsanlar kendisini temsil eden birilerini bağırlarına basarlar. Onu birilerine karşı sürekli savunurlar. Bir aralar hatta sürekli olarak şu vardı: Recep İvedik izleyenlerin zeka seviyesi ile dalga geçme ya da izleyen kesim küçümseme. Bünün yanlış olduğunu söylemeye gerek yok. Bu yapılanlara karşı Recep İvediğin kitlesi hatta az seveni dahi sinemaya gitti, film gişe rekorları kırdı. Bana göre halkın bu duruma karşı bir cevabı niteliğindeydi gişe rekoru.

Öte yandan bir diğer Recep: Recep Tayyip Erdoğan, İvedik gibi gerçekte olmayan bir kişilik değil her zaman ana haberlerde gördüğümüz sesini duymadığımız gün olmadığı bir kişi. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan kimleri temsil ediyor, ya da kimleri temsil ettiği biliniyor:

1-) Solculardan ve solculuktan nefret eden insanlar.
2-) Dinine çok bağlı ya da muhafazakarlar.
3-) Tarihiyle övünmeyi çok sevenler.
4-) Belediyeciliğe bayılanlar.

Şimdi daha çok kısıtlama yapmak isterdim ama ilk aklıma gelen bunlar. Öncelikle duygulardan sıyrılarak şunu kabul etmek gerekir: Tayyip Erdoğan bu ülkede ciddi bir çoğunluğun temsilcisi durumda. Millet, Erdoğan ekranlara çıktığında heyecanlanıyor, alkış tutuyor. Erdoğan’ın giyinmesi, el hareketleri ya da mimikleri dahi bazı insanlar için idol haline gelmiş. Şimdi bu ayrıntıyı kaçırıp, ülkenin siyasi profilini tanımlamak büyük bir yanılgı olacaktır.

Ülkemizde yine ciddi bir kesim Erdoğan’ı seviyor olsa da aynı oranda bir kesim de yine nefret ediyor. Fakat bu ülkenin yarısı yanlış biliyor ya da diğer yarısı doğruyu söylüyor anlamına gelmez. Herkes kendi doğrusunun peşinde ve herkes bu yolda kendi idolünü ve kendini temsil eden birilerine ihtiyaç duymakta.

İnsanlar bazen düşüncelerini yüksek sesle dile getirmeyi, ilk ağızdan tepki vermeyi istemez. Onun için kendi duygularını veya düşüncelerini daha iyi ifade etmiş birilerini bulduğunda ona dört elle sarılır. Bunun yanlış olan bir tarafı yok. Temsilciler her zaman doğru yolda olabilir mi? Hayır: Hitler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.