Siyaset

Üçüncü Dünya Ülkesi Ne Demek? Üçüncü Dünya Ülkeleri Hangileridir?

Üçüncü dünya ülkesi nedir, neye denir, ne demek? Üçüncü dünya ülkeleri nelerdir ve hangileridir? Daha önceki yazılarımızda çeşitli ülkelerden ve özelliklerinden söz etmiştik. Bu yazımızda ise kısaca üçüncü dünya ülkelerinden ve hangi ülkeler olduklarından söz edeceğiz.

Üçüncü Dünya Ülkesi Ne Demek?

Genel anlamda birinci ve ikinci dünya ülkelerinin gerisinde kalmış, gelişmemiş ülkelere denir. Gelişen veya gelişmekte olan ülkelerden farklı olarak herhangi bir ilerlemesi yoktur. Üçüncü dünya ülkesi, yalnız ekonomik anlamda değil pek çok açıdan değerlendirildiğinde anlam kazanır.

Ekonomi, Ekonomik Bağımsızlık ve Demokratiklik

Toplum olarak demokratik bir anlayışı, aile ve devlet içerisinde henüz tam oturtamamış milletler üçüncü dünya ülkeleri olabilirler. Nitekim Doran Acemoğlu’nun Ulusların Düşüşü isimli kitabında da bahsettiği gibi demokratik bir geçmişe sahip olmayan ülkeler modern zamanlarda da diğer ülkelerin sömürgesi durumundadır. Doran Acemoğlu’nun kitabında Arap Baharı’ndan da örnekler verilir. Örneğin Mısır’ın tarihinde kısa bir dönem hariç demokratik bir süreç yaşanmamıştır. Üstelik bu durum, Mısır ekonomisinin de Kavalalı dönemini saymazsak dünyanın sayılı ekonomilerinden olmadığını görürüz. Tüm bu durumlar göz önüne alındığında Mısır’ın şu anki durumu, geçmişinin bir tezahürüdür.

Hukuk, Adalet, Basın Özgürlüğü

Üçüncü dünya ülkelerinde hukuk, kişi ve kurumların tahakkümü altında işleyişini sürdürür. Hiç yok denilemez çünkü bir ülke hukuka uygun yönetilebilir, işleyiş kısmen de olsa hukuka göredir ancak hukuk, zaman ve kişi gözetmeden işleyişine devam etmelidir. Hukukun sekteye uğradığı toplumlarda toplum düzeni ve toplum ilişkileri de zamanla yozlaşmaya başlar. Kurallar esnetilir, hukuk bazı grup ve zümrenin çıkarına hizmet ederse burada çürüme başlar.

Demografik Yapı, Toplum ve Düzen

Üçüncü dünya ülkelerinin bir diğer alameti farikası ise toplum hayatının karmaşık olmasıdır. Gelir dağılımın adaletsiz olduğu, zengin ve fakir arasındaki ayrımın fazla olduğu ülkelerde toplum düzeni de bu yönde etkilenir. Şehirler, zengin ve fakirin bir arada yaşadığı, çarpık kentleşmenin baş gösterdiği, güvensizliğin tavan yaptığı yerler haline gelir. Şehirlerin belirli bir karakteristik özelliği öne plana çıkmazken tüm şehirler birbirleri ile küçük farklar dışında aynıdır ve şehir insanları neredeyse birbiri ile aynıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.