Siyaset

Üst Akıl Sorunsalı

Türkiye’de en çok tartışılan konuların başında hepimizin aslında yakından bildiği bir mevzu var: Üst Akıl. Akşam programlarının Reyting rekorları kırmasının en önemli etkenidir. Halkımız akşam televizyonlarını açtıklarında haber kanallarını hatmedip, bu mevzu bahis programlara katılıyor ve Cemil Meriç‘in söylemiyle zihinleri ‘iğdiş’ olana değin izliyorlar. Nedir bu programlarda tartışılanlar: Üst akıl var mı? Üst akılın Türkiye faaliyetleri nelerdir? Son günlerde meydana gelen olaylara üst akılın bir oyunu mu? Gibi aslında cevabı olmayan soruların bir tarafın sözcüsü ile karşıt tarafın sözcüsünün çağlayana dek tartıştığı bir platform kısaca.

Şimdi üst akıl var mıdır, yok mudur sorusunun cevabını vermeye kalkışmayacağım. Efendim, şimdi bu üst akıl konusunu yetmiş kez söyleyince, yetmiş bin kez söyleyince ya da yetmiş milyon kez söyleyince bir değişiklik oluyor mu? Bir bilgi alabiliyor muyuz kesin? Hayır, katrilyon kez söylesek de bir yere varamıyoruz. Birileri bizim kötü olmamızı, ekonomik açıdan kötüye gitmemizi istemez diyemiyorum, isteyebilir çünkü. Ama aynı zamanda böyle bir şeyin varlığı da tam anlamıyla bilinemez ki. Bir tartışma esnasında üst akılla ilgili bir yorum yapılır; olumlu ya da olumsuz her neyse ve susulur. Peki halkımızın çoğu ne yapıyor? Bu konuyu işte, evde, kafede, otobüste her yerde tartışıyorlar, ölçüp tartıyorlar ve hatta bu konu için kalp kırıyorlar.

Birileri bizim kötülüğümüzü isteyebilir ve bu doğaldır. Fakat ülkede yanlış giden, istenilmeyen her vakanın mesulu olarak üst akılı suçlamak hayali fail yaratmaktır. Ve bu kolaya kaçmaktır. Evet, her yerde tartışılan bu konuya ilişkin popüler bir kurumu suçlamak en basit olanıdır. Bunu herkes yapabilir. Aslolan gerçek fail hakkında rasyonel tartışmalar yapmaktır. Hayali olanla değil, gerçekte var olan sebebin mümessili ile bizim sorunumuz var. Bulacağımız, suçlayacağımız kişiler onlardır.

Neden bu konularda herkes üst akılı suçlar sorusunun cevabı, dediğim gibi basite kaçmaktır. Kolaya başvurmaktır. Üst akıl sorunsalı bir hastalığa dönüşmüş ve bir virüs gibi tüm ülkeyi şizofreniye sürüklemiştir. Ve bu zehrin panzehiri ise eğitimdir, rasyonel düşüncedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.