DüşünceEleştiriTarih

Yavuz, Çaldıran ve Şiilik Üzerine

Yavuz Sultan Selim şehzadelik yıllarında Osmanlı’nın merkeze en uzak sancaklarından biri olan Trabzon’da vazife yapmıştır.

 

1512’de tahta çıkan Sultan Selim önce taht üzerinde hak iddia eden kardeşleri işe mücadele etmiştir. Yeniçerilerin de desteğini alan Yavuz Osmanlı’nın 9. padişahı olarak tahta geçmiş ve geçer geçmez icraatlerine, hedeflerini gerçekleştirmeye başlamıştır.

 

İran’ın bitmek bilmeyen sınır tacizleri Yavuz’u doğu siyasetine ağırlık vermeye zorlamıştır. Temel amacı olan İslam dünyasında birliğin sağlaması adına Yavuz, Yeniçeri Ocağı’nı yeniden düzenlemiş ve donanmayı güçlendirmiştir.

 
Sultan Selim Trabzon’da sancaktayken Safevi Devleti’nin yürüttüğü Şiiliği yaymak adı altındaki faaliyetlerin Osmanlı’nın toprak bütünlüğü ve hudud güvenliği açısından bir tehlike olduğunu gözlemlemişti.

 

Safevi hükümdarı Şah İsmailin ise Anadolu’nun Doğu sınırlarında egemenlik kurmak istemesi ve Şiiliği yayma adı altında yürütülen faaliyetler sırasında civar köy ve kasabaların yakılması bardağı taşıran son damla olmuş, zaten bir kıvılcım bekleyen Yavuz bu olaylar üzerine Çaldıran Seferine çıkar ve başarı ile döner.

 

Yavuz Sultan Selim’in kısa ömrüne sığdırdığı büyük başarılar vardır.

Başlıca Yavuz Sultan Selim Dönemimdeki Gelişmelere Bakacak Olursak:
1514-) Çaldıran Savaşı kazanıldı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu alındı.
1515-) Turnadağ Savaşı kazanıldı. Maraş ve çevresi alındı.
1516-) Mercidabık Savaşı kazanıldı. Suriye, Filistin, Lübnan alındı.
1517-) Ridaniye Savaşı kazanıldı. Mısır ve Hicaz alındı.

 

Hedefi her zaman islam birliği ve düzeni olan her daim istikbali düşünen ve devleti en üst seviyeye çekmek isteyen ilim ehli Sultan Selim artık Batı’ya yönelmek istemiş ama çıktığı seferde sırtından çıkan çıban buna engel olmuştur. Padişahlık dönemde Doğudaki iki büyük devlet olan Memlükler ve Safevileri Mercidabık, Ridaniye ve Çaldıran Savaşlarında yenmiştir. Bir Türk Devleti olan Memlükler de 1517 yılında Yavuz tarafından yıkılmıştır.

 

Çaldıran Savaşı pek çok tarihçi açısından hala cevabı muallakta olan savaşların başında gelir. İki kardeş devletin muharebesi diyen tarihçiler olduğu gibi Yavuz Selim’in bu savaşta çok acımasız davrandığını ve pek çok Şii vatandaş ve askeri katlettiğini savunan tarihçilerin sayısı da az değildir.
Cihan Padişahı olma planları yapan Yavuz Selim, bir çıbana yenik düşer ve bugün Çorlu yakınlarında bulunan Muratlı, Düztepe mevkinde vefat etmiştir.
Günümüzde alevlenen, söndüğünde tekrar harlanan Yavuz ve Alevi-Şii meselesi için katliam meselesi gerçek olabilir fakat şu üç iddiaya da bakmak gerekir;
Yavuz;
Devlete 400 yıllık soluk aldıran eşi benzeri görülmemiş 8 yıllık bir “hamle” nin mimarıdır.

 

Yavuz;

Kendi topraklarında bulunan, kendi devletinin bayrağı altında yaşayan vatandaşlarının canına kast eden, çıkardığı isyan (Şahkulu İsyanı) ile Osmanlı iç huzurunu bozmaya çalışanlara en güzel cevabı savaş meydanında vermiştir.

 

Yavuz;

İranlıların ataları zerdüşt idiler fakat Zerdüştlük diğer dinlere karşı son derece hoşgörülü olmayı gerektiriyordu. Fakat Safeviler saygılı olmak şöyle dursun aksine misyonerlik faaliyetlerinde bulunuyor, Şiilik propagandası yapıyorlardı.

 

Yavuz, Ehl-i Sünnet düşmanı Şah İsmail zulmünden onca müslümanı kurtarmıştır. Burası asıl önemli yer: Yavuz, Anadolu Aleviliği ile değil İran Şiiliği ile mücadele etmiştir.

 
İlber Ortaylı’nın dediği gibi “o taraftan bu tarafa geçenlerin katli de olmuştur.” Yani katli söz konusu grup Anadolu’dan değil, İran’dan gelen gruplardı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.