Kısaca Osmanlı Devleti’nin Diplomasi Anlayışı
Osmanlı yaklaşık altı yüzyıl varlığını sürdürmüş bir devlettir. Bu uzun süreç içerisinde askeri, ekonomik ve siyasi açıdan farklı durumlarda olduğu görülmüştür. Osmanlı, Anadolu’da merkezi bir yönetimin görülmediği ve odağı Batı Anadolu’dan Balkanlar’a kayan Bizans’ın var olduğu dönemde bir uç beyliği olarak ortaya çıkmıştır. Osmanlılar, güçlü teşkilat yapıları ve askerî açıdan gelişmiş olmaları gibi nedenlerle Anadolu’da oldukça etkili bir devlet kurmuşlardır. Bu noktada İslam’la bağlantılı bir yapının kurulmasının devletin güçlenmesine ve genişlemesine katkı sağladığı söylenebilir. Diplomasi en basit tanımıyla devletlerin birbirleriyle ilişkileridir. Sorunların barış yoluyla çözülmesi ve devletlerin çıkarlarının korunması gibi amaçlar taşıdığı gözlemlenebilir. Günümüzde diplomasinin konu bazlı olarak çeşitli biçimleri görülmektedir. Aynı şekilde tarih boyunca görülen diplomasinin iki ayrı döneminden bahsedilebilir: Geleneksel ve modern diplomasi. Osmanlı’nın kurulduğu dönemde geleneksel diplomasiye sahip olduğu söylenebilir. Selçuklu ve öncesindeki Türk devletlerinden miras olarak alındığı söylenebilecek bazı uygulamalar vardır. Gaza ve cihat anlayışıyla fetihler gerçekleştirilmesi, görev bazlı elçilerin atanması ve diğer devletlerle iletişim biçimi bunlara örnektir.
Güçlü bir örgütlenme ve askeri yapı ile kurulan Osmanlı ilk dönemlerinde tek taraflı ve geçici olan ad hoc diplomasiyi benimsemiş, istediklerini elde etmek için diplomasiden ziyade savaşı tercih etmiştir. Son döneme kadar Osmanlı’nın kendini diğer devletlerle denk görmediği bilinmektedir. Gücünün zirvesinde olduğu dönemlerde izole bir siyaset izlemesi Osmanlı’nın gelişmelerden geri kalmasına da yol açmıştır. Bunun neticesinde askeri ve siyasi gücünü kaybetmiş, devlet çıkarlarını koruyabilmesi için diplomasiye ihtiyaç duymaya başlamıştır.