Ortadoğu İsmi/Kavramı Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Doğu ve batının kesişim noktası, Rusya ile sıcak denizleri ve aynı zamanda Akdeniz ile Hint Okyanusu’nu birbirine bağlayan[1] bir köprü niteliğinde olan Ortadoğu gün geçtikçe daha da fazla önemi artan ve Dünya ekonomisi için oldukça önemli olan petrol rezervleri konusunda da jeopolitik bir üstünlüğe sahiptir. Ortadoğu’nun neden bu kadar karışık bir bölge olduğu ve önem taşıdığı sorusu oldukça kabarıktır; coğrafi konum itibariyle bir köprü kurmuş olması ve ticari anlamda da etkili olmasının yanı sıra asırlarca birçok medeniyete ev sahipliği yapması, semavi dinlerin doğuş noktası olması gibi[2] birçok neden bugün hala Ortadoğu’yu önemli ve oldukça kompleks bir yapıya dönüştürmektedir. “Ortadoğu” kavramı gerek kapsamı gerek de anlamı açısından birçok araştırmacı tarafından kabul edilmeyerek ‘suni’ bir kavram olarak görünse de vazgeçilmesi güç bir kavramdır. Her bir araştırmacı Ortadoğu kavramını genişletip daraltmakta ya da kendi gayeleri doğrultusunda değiştirebilmektedir.
Şark (Doğu) kavramı asırlar öncesine dayanan ve gerek Doğu’nun zenginliklerine gerek ilmine ulaşmak isteyen batılılar tarafından koyulan bir tabir olmuştur. Bu tabirin ardından daha da özelleştirerek Çin için kullanılan ‘Uzak Doğu’ kavramının yanı sıra Osmanlı’nın kapsadığı yerler için de Fransızlar tarafından ‘Yakın Doğu’ kavramı kullanılmaya başlanmıştır.[3] Burada Bernard Lewis’in Ortadoğu için kullandığı tabirler oldukça önemlidir. Lewis, ‘’Ortadoğu veya Yakındoğu’ gibi kavramların tamamen renksiz, kimliksiz olduğunu bu coğrafyanın içinde barındırdığı kültürel birikimi yansıtmadığını dile getirir.[4]
Görüldüğü üzere bu kavramlar Batının kendilerini merkeze almaları ve diğer dünya ülkelerini kendilerine olan yakınlık ve uzaklık durumlarını yine kendi merkezlerine olan konumları gereğince değerlendirmeleri sonucu uzak-orta-yakın olarak kategorize edilmektedir. Uzak Doğu kavramından sonra gerek duyulan bu özelleştirmenin ardından sırayla farklı bölgesel tabirler de gelmeye başlamıştır. Ortadoğu ifadesinin ortaya çıkması konusundaki bir görüş, İkinci Dünya savaşı esnasında İngiltere tarafından ortaya atılan bir kavram olduğudur. İngiltere’nin Mısır’daki askeri birlikleri için ‘Ortadoğu Komutanlığı’ tabirini kullanması görüşü olmuştur.
Fakat bundan daha önce 1902’de ‘The PersianGulf and İnternationa Relations’’ başlıklı makalesinde Amerikan tarihçi Alfred Thayer Mahan tarafından ortaya atılan ‘Ortadoğu’ kavramı ve yine aynı tarihte İngiliz The Times gazetesi editörü Valentine Chirol tarafından kullanılan bu Ortadoğu tabiri -iki yazarın da Ortadoğu olarak kapsadığı bölgeler farklılıklar gösterse de- 2. Dünya savaşı esnasında İngilizler tarafından ortaya atılma iddiasını geçersiz kılmaktadır yorumu yapılabilir.[5] Fakat bu kavramın resmileşmesi I. Dünya Savaşı’ndan sonra kesinlik kazanmış, İngiltere, Sömürü Bakanlığı ‘’Middle Eastern Department’’ adında kurduğu idari teşkilat ile bu ismi resmi bir anlama ulaştırmıştı
[1] Sakin, Serdar; Deveci, Can (2012) ‘’Ortadoğu Kavramı ve Sınırları Üzerine Bir Değerlendirme’’ History Studies, s. 282.
[2] Dursun, Davut (2005) ‘Ortadoğu’nun Ekonomik, Sosyal ve Siyasi Yapı Özellikleri Üzerine Genel Tespitler’
Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi.
[3] Sakin, Serdar; Deveci, Can, a.g.e., s. 283.
[4] Bernard, Lewis, Ortadoğu, Arkadaş Yayınları, Ankara, 2020, s. 308.
[5] Sakin, Serdar; Deveci, Can, a.g.e., s. 286