Atatürk Dönemi Dışişleri Bakanları Kimlerdir?
Atatürk dönemi Dışişleri Bakanları kimlerdir? Bu dönemde ulusal ve uluslararası pek çok mesele meydana gelmiştir. Yunanistan’la mübadele sorunu, patrikhane meselesi, Musul-Kerkük sorunu, borçlar sorunu, yabancı okullar meselesi, Adana-Mersin demiryolları meselesi gibi pek çok sorun, Türk dış politikasının seyrini belirlemiştir.
Daha önceki yazılarımızda 1923-1932 arası Türk dış politikasından söz etmiştik. Bu yazımızda ise bu dönemdeki Dışişleri Bakanlarından söz edeceğiz:
Bekir Sami Bey: 3 Mayıs 1920’de göreve gelen Bekir Sami Bey, 8 Mayıs 1921’de görevinden ayrılmış ve tam 1 yıl görevde kalmıştır.
Ahmet Muhtar Bey: 9 Şubat 1921’de göreve gelen Ahmet Muhtar Bey, 3 ay görevde kalmış ve 16 Mayıs’ta görevinden ayrılmıştır.
Yusuf Kemal Tengirşek: 16 Mayıs 1921’de göreve gelen Yusuf Kemal Tengirşek, Milli Mücadelenin askeri safhasının sürdüğü bir dönemde Dışişleri Bakanlığı görevinde bulunmuş ve 25 Ekim 1922 tarihinde görevinden ayrılmıştır.
İsmet İnönü: 26 Ekim 1922’de göreve gelen İsmet İnönü, Türkiye Cumhuriyeti’nin önde gelen Dışişleri Bakanları arasında yer almaktadır. İnönü, tarihi Lozan Antlaşmasını Türkiye adına imzalayan bakandır. İsmet İnönü, bu görevini 21 Kasım 1924’e kadar sürdürmüştür.
Şükrü Kaya Bey: 22 Kasım 1924’te göreve gelen Şükrü Kaya Bey, 4 ay kadar görevde kalmış ve 4 Mart 1925’e kadar Dışişleri Bakanlığı görevinde kalmıştır.
Tevfik Rüştü Aras: 4 Mart 1925’te göreve başlayan Tevfik Rüştü Aras, tam 13 yıl Dışişleri Bakanlığı yapmış ve görevini Atatürk’ün vefat etmesinden 1 gün sonra 11 Kasım 1938’de bırakmıştır.
Bu dönemde ilk beş bakanın görev süresi, yeni kurulan devlet sisteminin oturtulamamasından dolayı kısa olmuştur. Fakat Tevfik Rüştü Aras, 1925 yılında başladığı görevini 1938’e kadar devam ettirmiştir. Bu dönemde en çok sorunla uğraşana bakan ise Lozan münasebetiyle İsmet İnönü olmuştur. Atatürk dönemi Türk dış politikasını etkileyen en önemli siyasi unsur olan Lozan, Türkiye-Yunanistan, Türkiye-İngiltere, Türkiye-Fransa ve pek çok devletle sorun yaşanmasına neden olmuş ancak Türk hükumeti, Lozan’da tartışılan çoğu meseleden galip ayrılmıştır.
