Spor

Avrupa Ligi Tarihinin En Heyecanlı Finalleri

Eski adıyla UEFA Kupası olarak bilinen Avrupa Ligi, Şampiyonlar Ligi’nden sonra Avrupa’nın en önemli ikinci kulüp organizasyonudur. Buna rağmen, uzun süre taraftarların hafızasında kalan sansasyonel maçlar bu turnuvada sıklıkla yaşanıyor. Avrupa Ligi’nin en unutulmaz finallerini dikkatlerinize sunuyoruz.

Liverpool – Alaves (2001): Dortmund dramı

2001 yılı Avrupa Ligi tarihinin en heyecan verici finallerinden birine sahne oldu. Almanya’nın Dortmund kentindeki efsanevi Westfalenstadion’da Liverpool ve Alaves gerçekten dramatik bir mücadeleye girişti.

Uluslararası sahnedeki sınıf ve deneyim farkı göz önüne alındığında, İngiltere ve İspanya takımlarının olağanüstü bir şey yaratması pek mümkün görünmüyor. Ancak İspanya’nın Alava eyaletini temsil eden Alaves, o sırada La Liga’da oynuyordu ve kesinlikle yabancıydı ancak takım değerli bir rakip olduğunu kanıtladı.

Maç, kırmızı-beyazlıların hücuma geçerek hızlı bir şekilde iki gol atmasıyla başladı. Ancak olağanüstü kazanma isteği ve özgüven, Alaves’in maç boyunca skoru eşitlemesini sağladı. Toplar birbiri ardına kaleye uçtu ve 90. dakikada 4-4 skoru skor tabelasına yansıdı.

Uzatma dakikalarında her iki takımın da belirleyici golü atmak istemesi nedeniyle büyük bir gerginlik yaşandı. Ve o an 117. dakikada Alaves’li Delfi Geli’nin topu kendi kalesine göndererek Liverpool’a beşinci Avrupa zaferini kazandırdığı an geldi.

O zaman bile, Liverpool’un son zaferine rağmen, zayıf takımın hafife alınmaması gerektiği açıktı. Ama 1win sitesinde Alaves lehine bahis oynayan ve sanki kendi takımıymış gibi onlar için endişelenen şanslıların yüzlerini bir düşünün.

Sevilla – Dnepr (2015): İspanyolların zaferi ve Ukraynalıların azmi

2015 yılında Avrupa Ligi’nin en muhteşem finallerinden biri Varşova’daki Ulusal Stadyum’da gerçekleşti. Avrupa sahnesinde gücünü kanıtlayan Sevilla, turnuvadaki performansıyla herkesi şaşırtmayı başaran Ukraynalı Dnepr ile karşılaştı.

Maça Dnipro’nun attığı golle başlayan Sevilla’nın güveni sarsıldı. Ukrayna ekibinin hücumda bu kadar agresif ve kararlı olmasını kimse beklemiyordu. Ancak finallerde inanılmaz bir deneyime sahip olan Sevilla, hızlı bir şekilde ritmini buldu ve devre arasında iki gol attı.

İkinci yarı karşılıklı darbelerle doluydu ve Dnepr rakip kaleciyi tehdit etme yeteneğini defalarca gösterdi. Ancak Sevilla, tecrübesi ve klas yapısı sayesinde inisiyatifi elinde tutmayı başardı, iki gol daha atarak dördüncü Avrupa Ligi şampiyonluğunu kazandı.

Manchester United – Ajax (2017): Geleneğin gençliğe karşı zaferi

Stockholm’deki 2017 Avrupa Ligi finali, farklı geçmişleri ve hedefleri olan iki ünlü Avrupa kulübünü karşı karşıya getirdi. Bir yanda, pek de başarılı olmayan birkaç yılın ardından zirveye geri dönmeye çalışan İngiliz futbolunun devi Manchester United var. Öte yandan, yeni nesil Hollandalı yeteneklerin Avrupa’nın en iyileriyle rekabet edebileceğini kanıtlamaya hazır genç ve hırslı bir Ajax vardı.

Jose Mourinho yönetimindeki Manchester United, maçı kontrol etmek için tecrübesini ve taktik disiplinini kullandı. Portekizlilerin oyuncuları Pogba’nın golüyle maçın başında skoru açtı ve bu, tüm maçın gidişatını hemen belirledi. Daha sonra ikinci yarıda Mkhitaryan Kırmızı Şeytanlar’ın liderliğini ikiye katladı.

Ajax, gençliğine ve teknik becerisine rağmen Manchester United’ın savunma tabyalarının üstesinden gelemedi. Mourinho’nun deneyimi ve taktik becerisi, İngiliz kulübünün kupayı kaldırmasına olanak sağladı.

Arsenal – Chelsea (2019): Avrupa sahnesinde Londra derbisi

2019 Avrupa Ligi finalinde Arsenal ve Chelsea, Azerbaycan’ın Bakü kentinde karşı karşıya geldiğinde gerçek hayattaki bir Londra derbisi yaşandı. Bu final, yalnızca İngiliz futbolunun iki devi arasındaki mücadele olduğu için değil, aynı zamanda her iki kulübün de galibiyete çaresizce ihtiyacı olduğu için özeldi. Arsenal için bu, Şampiyonlar Ligi’ne dönme şansıydı ve Chelsea için de sezonu Maurizio Sarri yönetimindeki kupayla bitirme şansıydı.

Maç eşit pozisyonlarla başladı ancak ikinci yarı başladığında Chelsea rakiplerini adeta parçaladı. Olivier Giroud ve Pedro’nun golleri ve Eden Hazard’ın iki başarılı penaltısı Blues’a 4-1’lik galibiyeti getirdi.

Chelsea için bu, Avrupa’nın en iyi kulüplerinden biri olma statüsünün altını çizen bir zaferdi. Arsenal için bu, onları kulüpte bir dizi değişiklik yapmaya iten bir hayal kırıklığıydı. Bu final Londra futbolunun gücünü gösterdi ve Avrupa Ligi maçlarının bile Şampiyonlar Ligi kadar heyecanlı olabileceğinin altını çizdi.

Sonuç olarak, Avrupa Ligi’nin “ikincil” niteliğine rağmen, dünya çapındaki taraftarlar tarafından takdir edilen gerçek futbol mücadelelerinin ve unutulmaz anların yaşandığı bir yer olduğunu belirtmekte fayda var. Bahsi geçen finallerin her biri futbol tarihine damgasını vurdu ve uzun yıllar hatırlanacak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.