Doğu
Artık Doğu’sunda atıyor kâlb
Yaşadığı yerin Doğu’sunda
Tüm sır, tüm hakikat oradaymışçasına
Fakat kapısını bile aralayamıyor kâlb
Uzaktan bakıyor kâlb, hep uzaktan
Yaklaşmak istiyor kâlb;
Geçitleri alabildiğine dar,
Kubbeleri fevkalade havadar olana.
Yok ki cesareti yahut takati.
Sesleniyor çaresiz,
sussa susmayacak özlemi:
“Yerin ne kadar uzakta?”
Diyor Doğu:
“Ben senim. İçindeyim.
Özünü uzaklarda arayan değil mi ki tuzakta?”
Şimdi belliyor kâlb;
Feryat boşuna, figan boşuna…
Ateş boşuna, gece boşuna…
Gitse dünyanın öbür ucuna.
Doğu hep içinde, gülümsüyor kâlb.