Düşünce

Düşük Pil Modundayım Hayatımın

Düşük pil modundayım hayatımın. Düşük pil, uyarıcı aslında.. Yakında öyle zannediyorum ki bu pil bitecek. Her pil de aslında bitici. Bir ömrü olduğu gibi herşeyin pillerin de ömrü vardı elbette.

Hani eski Samsung telefonlarda düşük pil modu açık olunca çoğu şeyi açmazdı belki hatırlarsanız bazı menülerde olanları çalıştırmazdı düşük pil modundayken. Oyun açmaz, müzik dinletmezdi. Sadece hayati önem taşıyan mesaj ve arama fonksiyonları gibi aslında bir telefondan beklenilen şeyleri yapabilirdi eğer oyun oynamak, müzik veya radyo dinlemek istemiyorsanız.

İşte tam da böyle bir hayatla hemhalim. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki en alt üçgene ait gibi sadece günü aç kapatmamak, yetecek kadar uyumak, bedenimi soğuksa sıcak tutmaya; sıcaksa serinletmeye çalışıyor veyahut bu sebepten ötürü yaşıyorum artık her neyse.

Hayat mı hayat diyemem artık. Orijinal şarj aletimi kaybetmişim de çakma Çin malı ürünlerle doldurulan bataryalar gibi dandik ve sağlıksız; olur olmadık yerde bitip insanı çileden çıkaran ve aslında hiçbir güvence vermeyen mekanizmaya sahip bir hayat var önümde.

Aslında en yakın prize, orijinal şarj aletimle koşmayı düşlüyorum bazen, bazen de hayal meyal hatırladığım, elimde düşük pilli bir telefonum ve orijinal şarj aletim ama bir yandan da telefona bakıyorum: Ne olur kapanmasın! Sonra gözüm tekrar telefona ilişiyor ve telefonum çoktan kapanmış, düşük pili gösteren ekran da artık yok olmuş. Dizlerimin üzerine çökmüş, başım önümde, bu sefer tam bitmişim. Korkum en mutlu anımda, en beklenilen telefonda, gelmesi için can atılan bir mesajın arefesinde bitmesiydi. Sanırım öyle de olacaktı.

 

böyle olduk…
Böyle olmak varken…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.