Ya Rahip Ölürse?

Rahip Andrew Brunson. Nur topu gibi yeni krizimiz. Amerika Birleşik Devletleri tarafından ısrarla istenen adam. Türkiye’de tutuklu. Suçu ise ayrı ayrı üç terör örgütünün faaliyetlerine destek vermek. Rahip şu an ev hapsinde. Peki ya Rahip ölürse? 

Portakala bıçak saplayıp Hollanda’yı protesto eden kesim, şayet bir gün kafası atıp bir şekilde Rahibi öldürse ne olur? 

Öncelikle Ankara’da kameralar önünde öldürülen Rus büyükelçi gibi olmaz. Amerika Birleşik Devletleri, zaten sağ istediği birisinin naaşını almak gibi bir kabule yanaşmaz. 

Ev hapsindeyken ekonomiye ve yargıya müdahale eden Amerika, bu durum karşısında itibarını korumak için akla hayale gelmeyecek işler yapabilir. 

Savaş mı? Belki de evet. Ambargo mu? Çok daha geniş kapsamlısı. Yalnızlaştırma politikası mı? Rusya’ya uyguladığından veya Napolyon’un Rusya’ya uyguladığı Kıta Ablukasından daha etkili olacağı kesin. Bu yüzden rahibin çok iyi korunması gerekiyor. Bu konuda emniyetin ve istihbaratın Brunson’un korunmasına daha özen göstermesi gerek. 

Olmaz diye bir şey yok. Belki de Amerika böyle bir şeyi istiyor olabilir. Rahibi öldürterek politikalarına meşru bir zemin hazırlamak da isteyebilir. 

Ama Rahibin ölmesi demek, kontrolün tamamen bizden çıkması demek. Türkiye kontrol dışı kalırsa zaten diken üstündeki ekonomi daha perişan bir hal alabilir. Güney sınırımızda ise bu zamana kadar görülmemiş bir hareketlilik yaşanabilir. 

Ayrıca Amerika’nın “göze göz dişe diş” gereği Türkiye’den de bir isme aynı muameleyi yapabilir. Savaş belki de en son seçenek ama olmaz diye bir şey yok. 

Mesele hiç olmadığı kadar ciddi. İlber Ortaylı’ya göre ise Türkiye-ABD ilişkilerindeki en önemli sorun bu. Daha temkinli olmak gerek. Rahibin salınması kabul edilebilir ama ölmesi kabul edilemez. Eceliyle ölse bile bunun altından kalkamayız. Henüz böyle bir senaryoya hazır değiliz ki dünyada Türkiye’nin yaşadığı krizi yaşayıp böyle ekstrem bir olayı kaldıracak ülke de yok.