Siyaset

Yapısal Reform Nedir? Ne Demek?

Yapısal reformlar veya yapısal reform olarak bilinen kavram nedir? Günümüzde genellikle siyaset ve ekonomi alanında sıkça karşımıza çıkan, kullanımında artış gözlenen “yapısal reform” ne anlama geliyor? Tüm yönleriyle yapısal reform veya yapısal reformlara kısa bir bakış. 

Yapısal Reform Nedir? 

Yapısal reformlar belirli bir dönemi kapsamayıp daha geniş bir periyodu izleyen plan ve programlara veya projelere verilen isimdir. Yapısal reformlar, siyasi alanda olabildiği gibi pek çok alanda da olabilir. 

Yapısal reformların, en karakteristik özelliklerinden biri, yüzeysel olmaması ve her yönüyle ayrıntılı ve ince düşünülmüş olmasıdır. 

Türkiye’de yapısal reformların hayata geçirilememesi, Türkiye’de bu algının yeterince kavranamaması ile ilgilidir. Sisteme değil kişilere bağlı olan bir sistemin başarılı olabilmesi, kısa vadede mümkün değildir. Yapılan bir reformun kalıcı ve uzun soluklu olabilmesi için reformun “sistem” olarak belirlenmesi ve benimsenmesi gerekir. 

Gerek Türkiye Cumhuriyeti gerekse Osmanlı Devleti’nde yapılan reformların neredeyse tamamına yakınının kalıcı reformlar olmayıp sadece kişilere ve belirli bir döneme ait olduğu da yine Türkiye’de yapısal reformların yapılamadığının bir örneğidir. Mesela II. Mahmut, III. Selim ve diğer Osmanlı gerileme dönemi padişahları reformist kimliği ile ön plana çıkan isimlerdi. Fakat hiçbirinin kendi döneminde yaptığı yenilikler bir başka döneme aktarılamadı. 

Bu gelenek, Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından sonra da devam etti. Mustafa Kemal Atatürk’ün modern Türkiye için yaptığı inkilaplar her ne kadar önemli ve geleceğe yönelik olsa da daha sonra başa geçen kişiler ve hükümetler bu inkilapları kalıcı hale getirecek uygulamaları yerine getiremedi. 

Kalıcı ve geleceğe yönelik projeler ve programlar yapmak için bu proje ve programları yönetecek usta ve ehil kişilere ve her şeyden önemlisi sisteme ihtiyaç vardır. Kişiler için bir projenin ömrü, çok uzun olabilir ama kişilerin niyetleri projenin sonunu veya akıbetini görmek değil projelerin hayata geçirilmesi için çalışmaktır. 

Türkler olarak kısa vadeli planlar yaparız fakat bir İngiliz, plan yaparken 200 senelik yapar; kendisi için değil torunları, torunlarının torunları için yapar. Günü kurtarmak için değil önümüzdeki asırları kurtarmak için plan yapamadığımızın bir nedenidir belki de gelişmiş bir ülke olamamamız. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.