Düşünce

Başkalarının Başarısızlığından Mutlu Olmak

Toplumumuzun en büyük sorunlarından biri de tedavi edilemez hastalıklarıdır. Başkalarının başarısızlığından, mutsuzluğundan haz duyan ve mutlu olan insanların aramızda olduğunu bilip görmek insanı açıkçası üzüyor. Böyle insanlar hep var olmuşlardır ve başkalarının başarısızlığı veya mutsuzluğu karşısında hep bir sevinç içinde olmuşlardır. 

Haset, bu ülkenin genlerine işlemiş bir hastalıktır. Bu hastalık, bir kültür gibi nesilden nesile aktarılmış ve günümüzde de hala geçerliliğini koruyan bir hal almıştır. 

Başkalarının mutsuzluğu insanları neden mutlu kılar? Kendi başarısızlığına kılıf bulmak ya da “alın ben yapamadım ama onlar da yapamadı” demek için belki ama şu bir gerçek ki bu bir sorundan ziyade hastalıktır. Böyle bir zihniyete sahip olan insanları aslında şu şekilde tasvir edildiğinde anlamak mümkün. 

Geçmişte yaşayamadığı deneyimleri veya elde edemediği başarıları bir başkasının yaptığını gördüklerinde içlerinde kinle karışık bir haset oluşur.  Bu öylesine büyük bir kıskançlıktır ki insanın manen gözlerini kör eder. İster ki ben yokluk içinde yaşayım ama onlar da benden iyi olmasın. 

Böyle kişiler her zaman için başkasına endeksli bir yaşam sürer, her şeyi eleştirir ve bahane bulacakları bir kusur ararlar. Hiçbir şeyin tadını tam olarak çıkaramaz ve hayatlarının hiçbir evresinde tam anlamıyla mutlu olamazlar. Çünkü istedikleri yaşam şeklini kendileri de bilmez. Zira tek sahip oldukları “ben yaşayamıyorsam onlar da yaşamasın” gibi ilkelliğin de ötesinde bir düşüncedir. 

Bu insanlar her yerde; evde, işte, okulda, toplu taşıma araçlarında ve zaman mekan farketmeksizin yaşamınızın her anında ensenizdedir. Soluğunu arkanızda hissettirmeyi büyük bir marifetmiş gibi kabul ederler. En ufak bir hatanızda bıyık altından gülerler ve aslında anlam vermekte güçlük çektiğiniz teselliyle karışık nasihatlar vermeye çalışırlar. Bu insanlar, dünyanın her tarafında olabilirler ancak sayıları ülkemizde metrekare yoğunluğu bakımından oldukça fazladır. Her aile içinde bir birey, muhakkak böyle bir düşünce yapısına sahiptir. 

Okulda derslerden kalmışsınızdır, olur ya okul bu. Arkadaşlarınız arasından sizi çekemeyenler, içten içe güler çünkü başarısız olmuşsunuzdur. Ya da patron sizi bir hatanızdan dolayı azarlar. Mesai arkadaşlarınızdan buna sevinecek birileri mutlaka vardır. 

Daha önce belirttiğimiz gibi, bu bir sorundan ziyade hastalık fakat bu hastalığın tedavisi ne yazık ki yok. Bir ülkenin çağdaş uygarlık düzeyine erişebilmesi önce zihniyetten başlar. Gerisi zaten kendiliğinden gelir. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.