Mitoloji

Dionysos’un Doğumu İle İkinci Rivayet

Yunan mitolojisinde Dionysos’un doğumu ile ilgili iki rivayet vardır bir önceki yazımızda ilk rivayetten bahsetmiştim. Şimdi ise ikinci bir rivayete değineceğiz. İlk yazımıza ulaşmak için………..
Tanrının ikinci doğum rivayeti ise şu şekildedir. Demeter(ilkbaharda doğanın canlanmasını sağlayan tanrıça) Girit adasından Sicilya’ya gelerek Zeus’tan olan biricik kızı Persephone’yi, Zeus’tan korumak için mağaraya saklar ve etrafına korumalar yerleştirir. Tabi ne yaparsa yapsın Zeus istediğini elde edebilmek için her kulağa girdiğini unutmuş olmalı. Nede olsa baş tanrı kendisi. Tabi ki Zeus muhteşem bir plan ile yılan kılığında mağaraya girmeyi başarır ve güzeller güzeli kızı ile ilişkiye girer.

Sonuç olarak Dionysos adında bir çocuk dünyaya gelir. Zeus kendisinin varisi olarak Dionysos’a evrenin egemenliğini vermeyi düşünür. Bunu duyan Titanlar öğlenden çılgına dönerler ve bu yeni doğan çocuğu ortadan kaldırmanın planlarına girerler. Tabi yeni doğan bir çocuğu kandırmanın en basit yolu oyuncaktır. Oyuncak ile Dionysos’u kandıran titanlar genç tanrıyı parçalara ayırırlar. Son anda tanrıça Athena, Dionysos’un kalbini kurtarır. Bu duruma çok öfkelenen baş tanrı Zeus titanları muhteşem Şimşekleri ile bozguna uğratır ve hepsini küle çevirir. Zeus Dionysos’un uzuvlarını toplar ve gömmesi için oğlu Apollon’u görevlendirir Apollon’da Dionysos’un uzuvlarını yeniden doğması için Pernosus dağına bırakır.

Zeus tarafından yok olan titanların küllerinden meydana gelen insan ırkı ise titan yanlarının dışında tanrısallıktan da pay almışlardır. Bu da gösteriyor ki insanların ruhunda hem iyilik hem de kötülük bulunması bu suret ile ikili bir doğaya sahip olması Orpheusçu düşüncenin temelini oluşturur. Bu öğretiye göre dünyaya günahlarının kefaretini ödemeye gelen her insan ancak bu titancı yani kötü ruhunu bastırabilirse kendi ruhunu özgürlüğe kavuşturabilecek ve tanrı ile bir olma, bir derken denk manasında değil kendini ona daha yakın hissetme manasındadır. Bu ise ancak insanın Dionysos ayinlerine katılıp ruhunu arındırması ile mümkün olacaktır.


Dionysos’un bu dinsel törenlerinde şarap kutlamalarından esinlenmiştir. Dinsel törenlerde yer alan kadınlara Bakkhalar olarak adlandırılır. Kadın çıplak bedenini Nebris denen benekli ceylan postları ile örterdi. Kadınların başlarında ise sarmaşık çelenkler vardır. Ellerinde ise ucunda çam kozalağı bulunan sarmaşık ve asma yaprakları ile sarılı sopalar bulunur. Bunların ismi ise Thyrsos’dur. Geceleri ormanların en karanlık yerlerinde dağlarda çılgınca koşarak kendinden geçerlerdi işte tam bu sırada doğa ile birleşip üstün güçlere kazanarak önlerine çıkan bütün vahşi hayvanları parçalardı. Bu Bakkhalara (yani bu kadınlar) Vecd(olgunluk) anlarında Thyas, çılgınca kendilerinden geçtikleri anlarda ise Maenad denir. Bunların tapınakları yoktur. Tatlı çimlere yatar, açık havalarda gök yüzüne tapınırlar idi.
Bakkhaların bu çılgınca tavırları aynı Kybele törenlerinde kendilerini hadım eden Pessinus rahiplerinin tutumunu çağrıştırıyorlar.

subutay

Merhabalar. Mimar Sinan Üniversitesi Klasik Arkeoloji 1. sınıf öğrencisiyim. Marmara Üniversitesi Coğrafya Öğretmenliğini bitirdim. Mitoloji hakkındaki bilgilerim Mimar Sinan'daki kıymetli hocalarım ve kitaplar sayesindedir. Bu bilgilerimi sizler ile paylaşmaktan oldukça mutluluk duyuyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.