Ekonomi Neden Önemlidir? Ekonominin Toplumsal Yaşamda ve Devletler Düzeyinde Etkisi Nedir?
Ekonomi, gerek milletler gerekse devletler için kendi varlıklarını devam ettirebilmek ve yaşamına devam ettirebilmek için ihtiyaç duydukları en önemli şeydir. Ekonomi, tek boyuta indirgenemeyecek kadar çok yönlü ve derinlemesine incelenmesi gereken bir alan. Gerek uluslararası düzende gerekse sosyokültürel anlamda ekonomi, çok boyutları olan geniş bir kavram. Tarihin pek çok alanında ekonominin belirleyici bir etkisi olduğunu söylemeliyiz.
Örneğin çağlara bakalım. İlk çağ, Orta çağ ve Yeni Çağa baktığımızda çağları değiştiren unsurun ekonomi olduğunu görürüz. Mesela Kavimler Göçü, ekonomik nedenlerden ötürü Orta Asya’da göçebe halde yaşayan Türklerin hayvanlarını otlatacak meraların bulunamaması üzerine gerçekleşmiş bir toplumsal hareketti. Yüzbinlerle göçebe Türk, hayvanlarını besleyecek meraları olsa Ana Yurttan göç ederler miydi?
Ya da Yakın Çağın başlangıcı kabul edilen Fransız İhtilali’ne bakalım. Sarayla halkın birbirinden zıt bir yaşam sergilemeleri, halkın ağır vergiler altında ezilmesi tüm dünyayı etkileyen bir toplumsal harekete evrilmişti. Peki Fransızlar, ekonomik durumları iyi olsa Sarayı basarlar mıydı?
Ya da Coğrafi Keşiflere ve de Haçlı Seferlerine bakalım. Avrupadaki yerleşik algıyı tersine çeviren bu iki olayın arkasındaki sebebin de ekonomi olduğunu görüyoruz. Papa, gerçekten ekonomik durumları iyi olsaydı dini bakımdan etkilediği Avrupalı devletleri hiç bilmedikleri bir coğrafyaya gönderir miydi? Ya da birkaç maceraperest gemici olmasıydı veya Avrupa ulusları zengin olsalardı Coğrafi Keşifleri gerçekleştirirler miydi?
Tüm bu soruların cevabı koca bir “hayır”. Evet, her üç olayda da ekonominin başrolde olduğunu görüyoruz. Ekonomi sırf bu nedenlerden ötürü önemli bir olgudur.
Devletlerin neden güçlü olduğu, bazı devletlerin neden güçsüz olduğu da ekonomi ile doğrudan ilintili bir durumdur. Mesela Ulusların Düşüşü adlı kitapta da söz konusu durum detaylı bir şekilde incelenir. Coğrafi Keşifler sonucunda Portekiz ve İspanya İmparatorluklarının Güney Amerika’yı sömürmesi ve halkın mallarını zorla alıkoyması ve buna bölgenin yerel halkından hiçbir isyan ve başkaldırı gelmemesi, şu anda Güney Amerika ülkelerinin neden güçsüz olduğunun kanıtıdır.
Oysa hemen yukarıdaki Amerika’nın hem kıtasının hem de dünyanın süper güçlerinden biri olması hem ekonomik anlama bağımsızlığını kazanması hem de demokratik atılımları çok daha erken ve sistemli yapmasından kaynaklanır.
Ekonomi her şeyden önce bağımsızlık demek. İyi bir ekonomiye sahip olan devletlerin diğer devletlerden bağımsız olarak tek başına uluslararası sistemde hareket etme kabiliyetleri olduğunu görürüz. Her ne kadar otarşik bir sistem dayatması olmasa da ekonomisi güçlü devletlerin kendi kendilerine yeten bir sistemi vardır.
Bu devletler için geçerli olan bir durum olsa da aynı şeyin birey için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Birey, kendi ekonomik bağımsızlığını kazandıktan sonra bir başkasının hegomanyası altında olmaktan kurtulur. Ekonomik bağımsızlık, bireyin daha rahat karar alıp vermesi ve kendini ilgilendiren konularda kendi seçimlerini yapabilme imkanı tanır.
Ekonomi, gelişmiş ve güvence altında olan bir hukuk sistemi kombininde bir devletin gelişimi için en ideal zemini hazırlar. Günümüzün güçlü devletlerinin ekserisi güçlü ekonomik durumlarının yanı sıra güçlü bir hukuk sistemini de bünyelerinde taşırlar.