Edebiyat

Kısa Bir Ölüm Hikayesi


Bazen her şey duruyor. Boş boş bakarken buluyorum kendimi ve bu son kez kendimi dinleyişim. Kahkahalara boğulan hep olumlama yapan ben yok oluyorum bir anda. Belki de tamamen yoruldum artık. Sabahları uyanamıyorum mesela, üstümdeki ağırlığı atamıyorum. Aslında hatırlamıyorum da.

Canımı yakan her şeyin güzelliklerine yer var hafızamda. Artık bazı şarkıları dinlerken senden nefret ediyorum diye ağlamıyorum. Senden hiç nefret edemedim ki zaten. Belki aşk kadar güçlüdür nefret ama ben senden hiç nefret edemedim. Kızamadım bile. Dizimde saatlerce uyuyuşunu hatırladım, avuçlarımı öpüşünü, uyurken seni izleyişimi hep güzelliklerini hatırladım ben.

Sen incinme diye paramparça oluşlarım hiçtir gözümde. Sen benim ilk aşkım belki de hayattaki tek kırgınlığımsın. Olsun diyorum sadece… Güzelliklere denk geliyorum mesela iyileştiriyor beni. Yorgunum biliyorum ama umutluyum da. Tekrar seviyorum mesela. İçimde çiçekler yeşeriyor senin bıraktığın fırtınadan bağımsız. İyi ki diyorum. Yorgunum ama aklıma gelmiyosun. Hiç çıkmıycağını sanırdın biliyorum, inan yoksun. İyi ki gelmedin geri. İyi ki farklı hayatlara sahibiz. Hatta iyi ki gittin benden, giderken götürdüklerinle. Yeniden doğuyorum ben. Senin mucizen olmadan kalkıyorum ayağa. Yorgun ama umutluyum. Fırtınan bitti içimde.
Hoşçakal.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.