Araştırma

Kısaca: Arap Baharı, Neden Arap Baharı Olarak Biliniyor?

Ortadoğu, tarih boyunca siyasal anlamda önemli hareketliliklere şahit olmuş bir coğrafyadır. Yakın tarihte, Arap ülkelerinin siyasi atmosferini derinden etkileyen ve oldukça şiddetli sonuçlar doğuran isyanlar yaşanmıştır. Tunus’ta başlayıp hızlı bir şekilde diğer Arap ülkelerine de yayılan bu isyanlara “Arap Baharı” denilmiştir. Otoriter rejimlere ve otoriter rejimlerin sebep olduğu sorunlara bir başkaldırı olarak nitelendirilebilecek olan bu isyanlara, Ortadoğu’ya demokrasi getirmesi umudunu taşıması sebebiyle birçok kişi ve kurum tarafından “bahar” adlandırılması yapılmıştır. Ne var ki bazı ülkelerde kanlı sonuçlar doğurmuş olması, bazı ülkelerde siyasal istikrarsızlığa neden olması sebebiyle bu isyanların Arap dünyasına bahar getirip getirmediği tartışılan bir konu olmuştur.

Arap Baharı’nın kendine has özelliği işsizlik, ekonomik kriz ve siyasal yozlaşma gibi sorunlarla yaşayan Arap halklarının insani bir yaşam ve adalet için ayaklanmalarıdır. Arap Baharı’nda talepte bulunanlar Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da otoriter rejimlere tepki gösteren halklardır. Başka bir deyişle, adalet talepleri, devletlerden değil halklardan gelmektedir. (Çetinoğlu, 2012:14) Bu süreç zamanla çeşitli aktörler sebebiyle amacından uzaklaşmış kabul edilse de daha iyi bir yaşam için sivil halk tarafından başlatılan protestolar başlangıçta barışçıl özellik göstermektedir.  Halkın tabanından çıkmış, toplum merkezli ayaklanmalardır.

Devrim Ateşinin Başlangıcı: Tunus

Tunus, nüfusu Araplardan ve Berberilerden oluşan küçük bir Kuzey Afrika ülkesidir. Tarih boyunca çeşitli devletler tarafından yönetilmiştir. Milattan önce Roma hakimiyetine girmiş beş asıra yakın bir süre Romalılar tarafından yönetilmiştir. Bizans hakimiyetine 5. Yüzyılın ortalarında girmiş ve İslam’ın hızla yayıldığı 7. Yüzyıla kadar Bizans tarafından yönetilmiştir. İslam’ın bölgede yayılmasıyla Tunus, 9. Yüzyıla kadar Emevî ve Abbasi hakimiyeti altında kalmıştır. Ardından Osmanlı hakimiyetinin görüleceği 1574 yılına kadar çeşitli yerel kabile yönetimleri görülmüştür. Üç asır süren Osmanlı hakimiyeti 8 Haziran 1883 tarihinde imzalanan Mersa Antlaşması ile yerini Fransız himayesine bırakmıştır. Tunus’ta Fransız sömürgeciliğine karşı ilk düzenli siyasî hareket Abdülazîz b. İbrâhim es-Seâlibî’nin 1920’de kurduğu el-Hizbü’d-düstûrî ile başladı. Ancak hareket içinde on beş yıl gibi kısa bir süre sonra ayrılmalar başladı ve Mahmûd Materî’nin başkanlığında, Habîb Burgiba’nın genel sekreterliğinde el-Hizbü’d-düstûrî el-cedîd kuruldu. (Kavas, 2012:392) Habib Burgiba, Tunus’un bağımsızlığı adına önemli bir isim olmuştur. Tunus, 20 Mart 1956’da Fransa’dan bağımsızlığını ilan etmiştir. Yönetim Hüseyni ailesine geçmiştir. 27 Temmuz 1957’de ülkede cumhuriyet ilan edilmesinin ardından saltanat sona ermiş ve Habib Burgiba devlet yöneticisi olarak göreve başlamıştır. Burgiba, otoriter rejimle ülkeyi yönetmiştir. Günümüzde Tunus siyasetinin bir parçası olan İslami hareketler bu dönemde yönetime karşı olarak ortaya çıkmıştır. 1986 yılında başbakan olan Zeynel Abidin Bin Ali, 1987 yılında Habib Burgiba’ya karşı bir darbe gerçekleştirmiş ve onun yerini almıştır. Zeynel Abidin Bin Ali de ülkeyi otoriter bir biçimde yönetmiştir.

Zeynel Abidin Bin Ali, siyasal muhalefeti engelleme girişimlerine rağmen ekonomik nedenlerle ülke genelinde rejim karşıtı bir toplumsal muhalefetin oluşmasını engelleyememiştir. Özelleştirme kapsamında ekonomideki devlet kontrolü zayıflatılırken, ortaya çıkan işsizlik sorununa yapısal çözümler getirilememiştir. (Ayhan, 2012:72) Arap Baharı’nın başladığı 2011’deki ayaklanmalardan önce 2008’de Tunus’ta bir maden işletmesine işçi alımındaki liyakatsizliğe karşı olarak “Maden Ayaklanması” yaşanmıştır. İşsizlik, liyakatsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, siyasi yozlaşma ve refahın sadece bir kesimde olması gibi sorunlarla yaşayan halk en sonunda yönetime karşı bir devrim gerçekleştirmiştir.

Tunus’un Sidi Bu Zeyd kentinde üniversite mezunu bir seyyar satıcı olan 26 yaşındaki Muhammed Buazizi, 17 Aralık 2010’da güvenlik görevlileri tarafından tezgahına el koyulmasına karşı kendini ateşe vermiştir. Bu olayın ardından halk yaşadıkları sorunlara karşı protestolara başlamıştır. 4 Ocak 2011’de Muhammed Buazizi’nin hayatını kaybetmesinin etkisiyle şiddetlenen protestolar güneyden başkente kadar yayılmıştır. Protestoları durdurmak için güvenlik güçlerinin halka şiddet uygulaması halkın öfkesini arttırmıştır. Protestoların yaşandığı bu süreçte Zeynel Abidin Bin Ali halkın durdurmak için 2014 seçimlerinde aday olamayacağını söylemiş, yeni kalkınma politikaları açıklamıştır. Buna rağmen protestolar durdurulamamıştır. Kitle iletişim araçlarının etkisiyle Tunus’taki protestolar çevre ülkelerin halklarına ilham olmuş ve benzer sorunlarla yaşayan diğer Arap ülkelerinde de ayaklanmalar başlamıştır. Zeynel Abidin Bin Ali önce hükümeti feshettiğini açıklamış ardından kendisi Suudi Arabistan’a sığınmıştır. Zeynel Abidin Bin Ali’nin 23 yıllık yönetiminin sonlanmasına giden bu süreç, “Yasemin Devrimi” olarak adlandırılmıştır.

Tunus’u bundan sonra bekleyen süreç, otoriter rejimlerden demokrasiye geçiş olmuştur. Anayasa’nın 56. maddesi devreye girerek daimî boşluk durumu teyit edilmiş olup Meclis Başkanı Fuad Mebuza, Geçici Cumhurbaşkanı olarak atanmıştır, hükümeti kurma yetkisi Muhammed Gannuşi’ye verilmiştir. 17 Ocak 2011’de Gannuşi ilk geçici hükümet olan Milli Birlik Hükümetini kurmuştur. Ancak kurulan yeni hükümetin önemli pozisyonlarında Eski iktidar partisi olan Anayasal Demokrat Birlik Partisi’nden isimlerin olması halkta sistemin değişmediğine dair bir algı oluşturmuştur. Dolayısıyla halk kaldığı yerden protestolara devam etmiştir. (Durmuş, 2014:65) Ardından Muhammed Gannuşi yeni bir geçici hükümet kurmuştur. Ancak hükümetin önceki dönemde görev almış kişileri barındırmasından kaynaklanan halk tepkisinin sona ermemesi üzerine geçici Başbakan Gannuşi de 27 Şubat’ta istifa etmek durumunda kalmış ve koltuğunu Burgiba döneminde başkanlık yapmış olan Beji Said Essebsi’ye bırakmıştır. Essebsi, 7 Mart’ta yeni kabineyi duyurmuştur. (Koçak, 2012:42) Daha sonrasında yeni anayasayı hazırlamakla görevlendirilecek olan Kurucu Meclis’in seçilmesine kadar olan dönemde Bin Ali döneminin siyasi tutsakları serbest bırakılmış, siyasetten uzaklaştırılan isimler siyasete geri dönmüştür. Ocak 2011’de sürgünden dönen en-Nahda lideri Raşit Gannuşi bu isimlerden birisidir.

Kurucu Meclisin belirlenmesi için uluslararası gözlemciler eşliğinde demokratik bir biçimde Ekim 2011’de seçimler yapılmıştır. Bu seçimde en fazla oyu alan parti en-Nahda olmuştur. Seçimin ardından en-Nahda’nın lideri Raşid Gannuşi ulusal birlik hükümeti kurulmasından yana tavır ortaya koymuş, Cumhuriyet Kongresi lideri Munsif Merzuki ve Ettakatol lideri Mustafa Bin Cafer bunu memnuniyetle karşılamış; ancak, diğer partiler bu partilerle oluşacak koalisyona girmeyerek muhalefette kalmayı tercih etmiştir. Bunun üzerine, koalisyon görüşmelerine başlayan üç parti; yeni hükümette başbakanlık koltuğuna en-Nahda Partisi Genel Sekreteri Hamadi Cibali’nin; cumhurbaşkanlığına Cumhuriyet Kongresi Partisi’nden Merzuki’nin ve Kurucu Meclis Başkanlığına Ettakatol Partisi’nden Bin Cafer’in getirilmesi konusunda uzlaşmışlardır. (Koçak, 2012:45)

Sonuç olarak Tunus’ta halkın yıllardır yaşadığı sorunlara karşı ayaklanması 23 yıl boyunca ülkeyi yöneten Zeynel Abidin Bin Ali’nin devrilmesine ve iktidarın demokratik seçimlerle belirlendiği bir döneme geçilmesine yol açmıştır. Halk başlangıçta talep ettiği temel hak ve özgürlüklere kısmen ulaşmıştır. Fakat toplumsal ekonomik sorunların sona ermediği de görülmektedir.  Arap Baharı’ndan etkilenen diğer ülkelerdeki sonuçlara bakıldığında Tunus, bu geçiş sürecini daha şiddetsiz atlatmıştır.

  • Kaynakça
  • Çetinoğlu, N. (2012). Düzen-Adalet İkilemi Açısından Arap Baharı Çerçevesinde Türk Dış Politikası. Spectrum: Journal of Global Studies, 4, 5-22.
  • Durmuş, A. (2014). Immanuel Wallerstein Perspektifinden “Arap Baharı”: Tunus Örneği. (Yüksek Lisans Tezi), Pamukkale Üniversitesi, Denizli
  • Kavas, A. (2012). Tunus. TDV İslam Ansiklopedisi (Cilt. 41, ss. 392). İstanbul
  • Koçak, K. A. (2012). Yasemin Devrimi’nden “Arap Baharı”na Tunus. Yasama Dergisi, 22, 22-61.
  • Kor, Z. T. (2014). Ortadoğu Konuşmaları: Bölgesel ve Küresel Perspektiften “Arap Baharı”. Küre Yayınları. İstanbul.
  • Özkoç, Ö (2015). “Devrim”in Başladığı Yer: Sidi Bu Zeyd/Tunus. Mülkiye Dergisi, 39 (2), 283-290

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Sponsorlu Bağlantılar: R10 Blog - Webmaster Forum - Sorum Var - evden eve nakliyat - Takipçi Satın Al - Tiktok takipçi satın al - vds - ilaç rehberi - Gündem - vip dizayn - vozol - Eşya Depolama - istanbul evden eve nakliyat - uluslararası evden eve nakliyat vdcasinotokyobetmegapari girişbircasinoparmabet meritkingmadridbet girişmadridbetkingroyalkingroyal giriş https://vorra.net deneme bonusu veren siteler https://www.ding3000.com https://cuberider.com Betnano https://www.snakkmedia.com https://abodehomedecor.com Abebet casino casino siteleri en iyi deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler yeni deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler güncel bonus veren siteler deneme bonusu bedava deneme bonusu veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler