Nallıhan’da Öğrenci Olmak
Nallıhan… Tapduk Emre diyarı. Ankara’ya 160 kilometre uzaklıkta, 30.000 nüfuslu kimilerine göre şirin, kimilerine göre pek de şirin olmayan bir ilçe. Genellikle Ankara içinde lise kazanamayanların popüler tercihleri arasındadır. Son zamanlarda Nallıhan’da dışarıdan gelen öğrenci sayısında bir azalma olsa da hatırı sayılır bir oranda gurbetçi öğrenci vardır. Bir gurbetçi öğrenci olarak 4 yıl sonra Nallıhan ve Nallıhan’da öğrenci olmak hakkında yazmaya kendimi zorunlu hissettim.
Genel İzlenimim
Elimde bavullarım ve sırtımda çantamla otobüsten ilk indiğim zaman okul sezonu ve Eylül ayı olduğundan epey basık bir havası vardı ilçenin. İlk dikkatimi çeken epeyce yüksek bir dağın tepesine yerleştirilmiş baz istasyonu oldu açıkçası. Yerleşeceğim yurda doğru yol alırken ‘nereye geldim ben böyle’ diye söylene söylene ilerliyordum. Sora sora buldum yurdu ve yerleştim. İlk gece yurtta geçirilen vakit özellikle daha önce yurtta kalmamış birisi için elbette kabustu. İlk iş ailemin yanına dönmekti hedefim. Okul yarın başlayacaktı ama bir huzursuzluk vardı. Çok geçmeden her şeye alışabildiği gibi Nallıhan’a alışmıştım. Aydan aya ya da iki veya üç ayda bir eve, ailemin yanına gidiyordum. Genel itibariyle Nallıhan, tipik bir kasaba-ilçe karışımı bir yerdi. Yolları bozuk satıh, mevsim kışın epey soğuk yazın da bunaltıcıydı üstelik. İlçeyi bir dere tam ortadan ikiye bölmüştü. Sanki dağ tarafında olan yer daha iyi yerleşim yerlerine sahipti. Çarşı, uzun bir koridor ve iç kısmı tamamen karmakarışık bir labirentten ibaretti. Çarşının orta yerinde bir park, arkasında Ziraat Bankası, sağında iki çiğ köfteci vardı. Geri kalan önemsiz yerler zaten. Öğrenci olduğunuz için pek bu kısımla uğraşmak istemiyordunuz açıkçası. Öğrenciye kısacası zor bir yer Nallıhan; küçük, imkansız ve yetersiz bir ilçe. İstediğiniz çoğu şey gerçekleşmez burada. Biraz sabreder, Ankara’ya gidersiniz en fazla.
Otobüs Firmaları ve Saatleri
İlçede faaliyet gösteren iki hatta üç otobüs firması var. İlki Hantur, ikincisi Şirin, üçüncüsü Özemniyet. Al birini vur ötekini. Hantur’un çalışanları nemrut, Şirin’in arabaları pek küçük, Özemniyet, kafasına göre sefer düzenleyen firmalardı. Ankara’ya 160 kilometre uzakta olması dolayısıyla ilçe sakinleri ve en çok da öğrenciler özellikle Hantur ve Şirin’e mecburdurlar. Bayram ve özel günler öncesinde rezervasyon yapmalısınız. Yoksa, yoksa kaldınız, belki otostop, denerseniz. Şimdiden tavsiye: Denemeyin. Aynı zamanda İstanbul için Hantur’un düzenlediği günlük bir defaya mahsus seferler de bulunmaktadır. Saatler Ankara-Nallıhan seferleri için en son 8’de o da yaz tarifesi, normalde 6’da sondur. Ha, ücretler. 2011 yılı itibariyle 10 lira olan Ankara-Nallıhan seferleri her yıl düzenli olarak artmış ve 2013 yılı itibariyle 20 lira olmuştu. Bir ara Şirin atağa kalkıp 8 lira yapsa da çok sürmemişti bu. İlçede herkes bu iki firmayı düşman bilir. Ben de öyle bilirdim. Aslını sorarsanız, araştırmadım.
Sosyal Aktiviteler Nelerdir?
Dürüst olmak gerekirse sosyal aktiviteniz en fazla yurtta takılmak, televizyon izlemek veya Komagene’den çiğ köfte sipariş etmek olabilir. Onun dışında hayat zaten 8’den sonra bitiyor. Akşam ezanına endeksli bir ilçe kısaca Nallıhan. İlçede son zamanlarda cafe tarzı yerler açılmıştı. Hışdama Cafe bunlardan biriydi. Vasatın üzerinde bir kafeydi ama şöyle bir sıkıntısı vardı: Tüm ilçedeki tanıdıklarınızı orada görebilirdiniz.
İlçede yerel marketler sıkça vardır, aynı zamanda ŞOK, BİM, A101 gibi marketler de yer edinmiştir. En azından iyi bir nimetti öğrenci için. Sosyal aktivite demişken, Sarıyer Barajı da yine alternatifler arasındadır.
İlçede Güvenlik Ne Derecedir?
Güvenlik, bir öğrencinin öğrenimine mani olacak kadar sıkıntılı bir durum değildir. Tinerci, torbacı, esrarkeş görme ihtimaliniz çok çok azdır. İlçe halkı buna izin vermez daha doğrusu. O konuda sıkıntı yok. Fakat şöyle bir sıkıntı var: Gurbetçi öğrenciler için Nallıhan, sıkıntılı bir yerdir. Civar okullardan tiplerin sıklıkla okul önlerinde toplandığı bir yer hayal edin ve tek tek çıkanları göz hapsine aldığını düşünün. Sorun, sorun tabi oluyordu. Benim şükür belasız, kazasız bir maceram oldu. İlçe küçük olduğundan kaçamazdınız bir yere. Yeriniz belli, yurdunuz belli. Yukarıdan başlasa aşağıda sizi bulurlar. Yerlilerle ya arayı iyi tutmak ya da köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek gerekir kısaca. İlçe emniyet müdürlüğü, yeni açılan Anadolu Lisesi yurdunun bitişiğindedir. Anadolu lisesi kazananlar güvenlik dışında başka şeyleri dert edinsin bence.
İlçe Halkının Öğrenciye Bakışı
En çok zorlandığım ve açıkçası anlam veremediğim konuydu bu: İlçenin öğrenciye bakışı bana hep mesafeli gelmişti. Öğrenci, özellikle dışarıdan geldiği anlaşılınca tehlikeliydi. Zaten dışarıdan geldiğinizi o kadar belli ediyordunuz ki, saklamak neredeyse imkansızdı. Örneğin yağmurun bardaktan boşalırcasına yağdığı bir günde üç Nallıhanzede titreyerek okula doğru ilerlerken yanımızdan okul yolu doğrultusunda seyreden onlarca araba geçmiş fakat biri de durup almamıştı bizi. Farklı bir durumdu ve bu bakışın bende bir çok örneği vardı.
İlçedeki Okullar, Lise ve Üniversite
İlçede birkaç farklı türden okul vardı benim zamanımda. Okullar şöyle;
- Şehit Vural Arıcı Anadolu Lisesi
- Nallıhan Anadolu Öğretmen Lisesi
- Şehit Ömer Boztepe Çok Programlı Lise
- Fettah Güngör Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
- Sağlık Meslek Lisesi
- Ankara Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu
İlçedeki Yurtlar
İlçede devletin üç yurdu var. Anadolu Öğretmen Lisesi yurdu, Anadolu Lisesi yurdu ve Meslek Lisesi yurdu. Üçü de yurt olduklarından kötüdür ama en kötüsü sizin de tahmin edeceği gibi Meslek Lisesi yurdudur. Onların dışında özel birkaç yurt da vardır.
İlçedeki Park, Bahçeler ve Doğal Güzellikler
İlçede Avrupa’nın en büyük çam ormanlığı (ormanı) olan Hoşebe vardır. Gayet güzel bir yerdir. İçerisinde asırlık çınarlar, ağaçlar vardır. Arkadaşlarınızla rahatlıkla hafta sonu için gidebilir veya koşu veya yürüyüş maksatlı gidebilirsiniz. Aynı zamanda mükemmel bir görüntü abidesi olan fakat yalnızca Ankara seferlerinde gördüğünüz Nallıhan Kuş Cenneti de ilçenin doğal güzelliklerinden. Onun dışında ilçe koca bir ormanlık gibi, gez gez bitmez. Park konusunda sınıfta kalmış bir belediye. Çarşının içerisindeki park, iki yıl çimensiz kalmıştı mesela. Daha sonradan şelale tarzı bir şey eklediler. Şelale demişken, şelaleye çıkmak diye bir faaliyet vardı. Çarşı tarafından arkada kalan bir yükseklikte okurken aktığını görmediğim bir şelale vardı. Seyir terası gibi bir yerdi. Tahmin edebileceğiniz gibi gereksiz bir yer ama öğrenci olup oraya çıkmayan yoktur sanırım. Bir de Uyuzsuyu Şelalesi var o ayrı. Orası güzel bir yer.
Kısacası Nallıhan’da okumak zahmetli bir iştir. Dayanılması zor ama alışınca da sizi pek derinden etkilemeyen bir ilçe. Örneğin her Ankara’dan dönüşümde hüzün dolardı içim, elimde valiz, sanki sırtımdaki çanta tonlarca ağırlıkta gibi gelirdi bana. O dönüşün akşamında yurtta içinde bulunduğum havadan söz etmiyorum bile. Ama geçmiş hep güzel gelir ya insana bende de o durum var şu anda. Nedense çok iyi hatıralarım geliyor aklıma, kurduğum iyi dostluklar, okuldan hocalarım aklım geliyor hep. Halbuki lise okuduğum zamanlar, Nallıhan’dan nefret ettiğimi adım gibi biliyorum. Hatta son sene bu nefretten dolayı açık liseye kaydımı aldırıp dışarıdan hazırlanmıştım üniversiteye. Ama şu an imkanım olsa ve vaktim olsa, severek, isteyerek giderdim Nallıhan’a.
Yazamadığım ve aklıma gelmeyen onlarca konu var. Sağlıcakla kalın ve ayrıca yalnızca Nallıhanlı olanların anlayacağı bir şekilde veda etmek istiyorum: Gacım