Tatil Dönüşü Sendromu Nedir? Nasıl Aşılır?
Yazın başlamasıyla birlikte binlerce insan yıl boyunca yoğun çalışma temposundan yorularak tatilin yolunu tutmuş, kimileri uzak seyahatleri, kimileri ise kısa mesafeli tatil bölgelerini tercih etmiştir. Tatilin bireyler üzerinde en temel etkilerinden biri onları deşarj etmek, streslerini hafifletmek ve onlara iyi gelecek deneyimler yaşayarak dinlenmelerini sağlamaktır. Birçok birey bu deneyimini sahil bölgelerinde deniz, güneş ve kumun bulunduğu alanlarda yaşamaktadır.
Uzun bir yazın ardından dönüş yapan yetişkinler işbaşı yaparak, çocuklar ve gençler ise okula başlayarak eski rutinlerini devam ettirmeye çalışmaktadır. Ancak bu rutinlere dönüş sanıldığı kadar kolay olmamaktadır. Üsküdar Üniversitesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Alper Evrensel, bireylerin tatil dönüşünde eski rutin süreçlerini devam ettirmekte zorlandıkları için sıkıntılar yaşadıklarını ve hatta depresyona girebildiklerini belirtmektedir. Bireyler depresyonun belirtileri olan isteksizlik, odaklanamama, mutsuzluk gibi problemler yaşayarak günlük hayatlarını kaldıkları yerden devam ettirmede zorluk yaşamaktadır. Doç. Dr. Alper Evrensel, tatil sürecinde bireylerin gerçeklikten kopuk bir algı içine girdikleri için dönüş zamanında büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını vurgulamaktadır. Tatilin kalitesi de bu durumu anlamlandırmada oldukça etkilidir. Tatilin konfor boyutunu zirvelere taşımak, günün her saatini eğlenceye ayırmak, tatil öncesi alışkanlıklardan tamamen kopuk bir zaman diliminde olmak dönüşte bireylerin normal sürece geçişini zorlamaktadır. Bireyler döndükten sonra sürece yavaş yavaş hazırlanarak uyum sağlamalı ve tatildeyken gerçeklikten kopmadan tatile çok anlam yüklemeden bir dinlenme planı oluşturdukları takdirde bu gibi problemlerle karşılaşma olasılıkları azalacaktır.
