Yeni Trend: Sosyal Medya Uzmanlığı
Bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen, en azından Facebook, Twitter ya da Instagram gibi sosyal medya hesaplarından birine sahipsiniz demektir. Bu sözünü ettiğim mecralarda dolaşırken belki şahit oldunuz ya da söylememle ilk defa duyacağınız bir kavram günümüzde epey epey moda ve önüne gelen herkes bu sıfatı kendine uygun görüyor: Sosyal Medya Uzmanı
Nedir bu sosyal medya uzmanı? Öyle her önüne gelen sosyal medya uzmanı olabilir mi? Elbette ki hayır. Sosyal medya hayatımıza gireli en fazla 15 yıl oldu. Evvela Facebook, daha sonra Twitter ve en sonda ise Instagram gibi asıl sosyal medya devleri ile tanıştık. Ve arkamızda bıraktığımız bu sosyal medya deneyimlerinin ardından son günlerde profil resimlerinin hemen altına ‘sosyal medya uzmanı’ olan kişilere rast gelir olduk son günlerde. Sahiden sosyal medyanın uzmanı olabilmek profilin hemen altına yazılacak kadar değerli birşey miydi? Ben açıkçası bir yıl deneyimi olan her sosyal medya kullanıcısının ‘sosyal medya uzmanı’ olabileceği kanaatindeyim.
Örneğin ben bu sosyal medya uzmanı olan kişilerin takipçi-takip sayısını oranlamaktan ya da hashtaglere yazı yazmaktan ya da reklam verip popülarite artırmaktan başka bir işe yaramadığını düşünüyorum. Kaldı ki aklı olan her insan düzenin aslında böyle ilerleyeceğini, farklılık yaratmadan bazı şeylerin çok ama çok zor patlayacağı bilir ve bu, apaçık bir gerçektir. Evet, sosyal medyada tanınır olmanız, hatrı sayılır bir takipçi sayınız olması için evvela içeriklerinizin takip edilebilir değeri taşıması lazım ve de herşeyden önemlisi özgün olmanız gerekir. Takipçilerinizin bloğunuzun dışında sizin paylaştığınız ya da ifade ettiğiniz durumları, tweetleri başka bir yerde görmemesi ya da duymaması gerekir bu hepimizin bildiği salt bir durum olan özgünlüktür kısaca.
Sosyal medya uzmanı kabul etmek gerekir ki şirketler ve kurumlar bazında tepki, eleştiri ya da yorumları anında bilmek ve hızlı bir şekilde en etkili yolla cevap vermek için gerekli bir insandır diyebiliriz fakat bu uzman diye nitelendirdiğimiz kişileri şöyle sınıflandırabiliriz ‘sosyal medyada asgari bir yıl tecrübesi olan kişiler’ yani demek istediğim bu kişilerin gördüğümüz ya da bildiğimiz kullanıcılardan aslında hiçbir farkı olmamasına rağmen kendilerini başka bir konuma yerleştirip, aslında aynı platformda ve ilginci aynı bilgi birikimde olunmasına rağmen bir üstmüş gibi kendilerini kategorize etmeleridir ve bu durum biraz trajikomiktir.
Aklıma Albert Camus’un bir sözü geldi bunlardan bahsedince ‘bunun aksini söyleyenleri alkışlayalım ama inanmayalım’ yani size aslında sosyal medya uzmanı değilim öylesine yazdım amacım şu ya da bu derse alkışlayalım ama inanmayalım. Bence bu hal de bir modadan ibaret ve tez zamanda halk, bana göre illet olan bu hastalıktan, her modanın belirli bir yeri ve zamanı olduğu gerçeğini göz önüne aldığımızda vazgeçecek ve yine bu hal unutulup gidecektir.