Düşünce

Aşk ve Marjinal Fayda

Aşk, marjinal faydaya benzer. Bir kutu çikolatadan ilk kaşıkta aldığınız haz ile üçüncü veya dördüncü kaşıkta alınan haz oranındaki değişimi marjinal fayda ile açıklayabiliriz. Marjinal fayda hep azalan ve bir noktada sabır kalan bir çizgiye sahiptir. Aşk da öyledir. Bir insana aşık olduğunuz vakit onun yanında olmaktan, el ele tutulmaktan veya konuşmaktan ilk başlarda müthiş bir heyecan duyarsınız, heyecanınız farklı olur, kalbiniz rutin dışı atmaya başlar. Daha sonra bu haz git gide azalır ve bir noktada sabit kalır. Ne artar ne de azalır.

Aşk, bize bunu vaat eder. Her şeyde, her nesne veya olguda bu vardır. Her nesnenin bir bitimi vardır. Aşka hudut çizilmiyor Mihriban der, Abdürrahim Karakoç ama aşka hudut çizilir bana sorarsanız. Yalnız şunu bilmekte fayda vardır: Hazzımız bir noktada sabitlenir ama biz o noktayı nereye konumlandırırız o önemlidir. Aşkı sınırlamak da güzeldir. Aşkı aramaktır sınırlamak. Örneğin bir sokak ya da şehir size aşkı hatırlatıyorsa bu sınırlamadır. Ya da rastantısal bir takım olaylar aşkı anımsatıyorsa yine aynı şekilde sınırlamaktır. Böyle algılanan bir sınırlamanın zararı ne olabilir ki?

Marjinal faydamız ve hazzımız, aşkımızı oranlar ve aşk bir çerçevede şekil alır. Yine bana sorarsanız aşkı her şeye, her nesneye veya olaya; her olay karşısında yaşamamalı insan. Aşkını sınırlamalı mesela yazarlar ve ressamların özgürlükleri kısıtlı olduğu zamanlar çok daha müthiş işler yapması gibiydi bu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.