Bedrin Arslanları Ancak Bu Kadar Şanlı İdi Ne Demek? Hangi Söz Sanatı Kullanılmıştır?
Mehmet Akif Ersoy’un en çok tartışılan dizelerinden biri olan ”Bedrin arslanları ancak, bu kadar şanlı idi” dizesi, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü’nde de bir kez daha tartışılıyor. Peki Mehmet Akif Ersoy, bu dizileri yazarken aslında ne demek istemişti? Gelin yakından bakalım:
Bedir Svaşı, 624 yılında Mekkeli müşrikler ile Medineli Müslümanlar arasında yapılan savaştır. Savaş, hicretin ikinci yılında gerçekleşmiş ve Medineli Müslümanlar, müşriklere karşı önemli bir zafer elde etmiştir. Bu savaşın önemi, Medineli Müslümanların sayıca az olmaları ve savaşı kaybetmeleri halinde İslam dinine zarar gelecek olmasıdır. Medinelilerin savaşı kazanmasıyla Müslümanlar, dinlerin daha özgür bir ortamda yaşama imkanı bulmuştur.
Mehmet Akif’in ”Bedrin arslanları ancak bu kadar şanlı idi” dizelerinde de anlatılmak istenen tam da budur. Nitekim Çanakkale Savaşı’nda da düşman ordularından kat kat daha güçsüz ve zayıf Müslüman bir ordu bulunuyordu. Bu ordunun savaşı kaybetmesi demek İslam’a da zarar gelmesi demekti. Savaşın kazanılmasıyla Müslümanlar dinlerine bir zarar getirmemiştir.
Mehmet Akif, bu iki savaş arasındaki benzerlikten dolayı ”telmih” söz sanatına başvurarak ”Bedrin arslanları ancak bu kadar şanlı idi” ifadelerini kullanmıştır. Nitekim iki savaşın da temel gayesi dindir. Hatta bu iki savaşın en temel ortak özelliği son radde olmasıdır. Müşrikler Medinelileri Bedir’de yenmiş olsalardı bugün ”İslam” diye bir din belki de olmayacaktı. Aynı şekilde Çanakkale’de Türkler yenilmiş olsalardı İslam dini çok büyük zarar görecekti ve Türkler öz yurtlarında dinini özgürce yaşama imkanı bulamayacaktı.
Akif, tıpkı bu düşüncelerle bu dizeleri yazmıştır. Bir şair olarak duygularını zirvede yaşamayı seven Mehmet Akif, Çanakkale’de savaşan askerlerimizi Bedir’de savaşan sahabelerle kıyaslamıştır. Dinen, bu kıyas kabul edilemez. Zira sahabeler, en büyük Allah dostlarındandır. Akif’in dizileri mantık olarak doğru olsa da kıyas içerdiği için dinen yanlıştır. Ancak, Mehmet Akif, bu dizeleri yazarken dini kurallara riayet edecek kadar da dindar bir insandı. Bu dizeleri yıllar sonra da birilerinin okuyacağını bilip yine de Bedir sahabeleri ile Çanakkale’de çarpışan Mehmetçikleri manevi açıdan kıyaslaması, Mehmet Akif’in kimliği ile uyuşmayan bir durum.
- Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni târîhe” desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb…
Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
“Bu, taşındır” diyerek Kâ’be’yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;