GündemSosyoloji

Feminizme Eleştiri

Feminizm genel kabul görmüş, etrafında ifade ettiği değerleri için ölecek milyonlarca müridi var. Çoğulcu bir anlayışla karşılamak gerektiğinde her yönünün olumlu olması gerekir. Kaldı ki bunun tam tersi bir durum oluştu: Feminizm ters tepti, çatlaklarından su sızmaya başladı. Feminizmin eleştirilebilecek onlarca yönü, binlerce eksikliği var. Fakat feminizmin eleştirilen en büyük yanı, eşitliğe değil, kadının daha üstün olduğuna hükmetmesidir.

Eşitlik değerli bir anlayıştır. Fakat feminizmi belirli bir noktada, durağan tutmak imkansızdır. Feminizm, düşünce olarak da kin ve nefrete yatkın bir oluşumdur. Üstelik feminizm, bir destekleyici ve tetikleyici olduğunda kolayca manipüle edilebilecek bir potansiyele sahiptir. Örneğin ülkemizde olan olayları göz önüne aldığımızda, bu tarz vakalar oldukça destekleyici türdendir.

Eşitlik esasen bir sorundur; kadınlara sadece kadın olduğu için değer ve önem verilmesi de bir başka kutbu tetikler: Kadın düşmanlığı.

Feminizm bir ütopyadır. Erişilmesi senkronize ilerleyen binlerce farklı gelişmenin meydana gelmesiyle oluşabilir. Öte yandan feminizm, art niyetli ve amacından sapmış bir düşünce olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir savunma mekanizması gibi, karşı ataklarda kendisine sığınılan bir kalkandır. Bu kalkanın içinde metaforlar, duygusal sebepler ve haklı sebeplere dayandırma gibi aslında argüman olarak dahi kullanılmayan dönütlerle bir başa çıkma gayreti vardır. Bu gayretin yukarıda da sözünü ettiğim gibi, amacından sapma ihtimali epey yüksektir.

Ortaya atıldığından itibaren, gerek düşünce sistemi, gerekse eylemsel olarak sürekli bir değişim içinde olması, feminizmin içeriği hakkında sorgulanmasına neden olmaktadır. Örneğin farklı akımlar ve ideolojiler; düşünce ya da modaların dahi, feminizm kadar nabza göre şerbetli veya turnusol kağıdı gibi ayırt edici işlevi olmadığını görüyoruz.

Sanayi Devriminden sonra sistematik olarak ellerinde çeşitli hakları bulunduran kadınlar, bu haklar kendilerine sonradan verildiği ve gerçeği söylemek gerekirse geç verildiği gerekçesiyle haklı olarak eşitliği kısa sürede yakalamaya çalıştılar. Burada feminist kanaat önderleri ve ünlü kişiliklerin etkisi büyük olmuştur. Bu ani hücum, yine yukarıda bahsettiğim gibi sistemde sapmalar meydana getirdi: Feminizmin akıl almaz, uçuk ve ütopik fikirleri bazı çevreler tarafından rahatsızlıkla karşılandı. Tepkiler ise feminizmin sarsılmaz olmayan, sallantılı tabularını birer birer yıkmaya başladı. Su sızdıran çatlakları ise feminizmin özünde yer alan kutsallığının değerinin kaybolmasına sebep oldu.

Şu an feminizme genel olarak baktığımızda, özünde iyi bir anlamı barındırsa da temsilcileri ve eşitlik fikrini suistimal etmeleri neticesinde zamanla değersizleşmiş ve net bir tanıma kavuşturulamamıştır. Ve en çok tartışılan yanı, ekseninin kaydırılması ve feminizmin erkek düşmanlığına evrilmesidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.