Kısaca: İran’ın Dış Politikası Nedir?
İran’ın tarihi geçmişi ve tecrübeleri dış politikasının oluşumunda oldukça önemli tesirler bırakmıştır. İran bulunduğu coğrafyanın da bir getirisi olarak, belirlediği alan içerisinde kendini bölgenin en güçlü yapısı halinde görme ve nüfuz alanını genişletme düşüncesiyle hareket etmektedir. Tarihinde kurmuş olduğu geniş ve uzun ömürlü Pers, Sasani ve Safevi İmparatorlukları, kendilerine olan güvenini yükselttiği gibi İmparatorluğun mirasını da halen taşımayı hedeflemektedirler. İran’ın Ortadoğu’da geçmişten günümüze kadar kullanmış olduğu yöntem o bölgede üstünlük kurma, Körfez bölgesininim geleceğini belirleme gibi birçok alanda kendini bölgede güçlü bir merkez konumuna getirme gayesindedir. Bu yöntemleri faaliyete geçirirken bazı yaklaşımları kendinde şiar olarak seçmeyi sürdürür:
İran Devrime kadar ABD ve batının yanında kendini konumlandıran stratejisinden sonra devrimle birlikte tamamen değişen bir politika izlemiş, Devrim sonrasında İran’ın kullandığı ‘ne Doğu ne Batı’ sloganı asında politikasının bir özeti nitelinde değerlendirilebilir. Devletlerden daha çok halklar ile ilişkiler kuran ekonomik çıkarları ön planda tutan bir politika izlemiştir. Dünya güçlerinin siyasi çıkarlarının ülkesinin gölgelememesi ve ülkenin tam bağımsızlığı için mücadele eden bir konuma yerleştirmiştir.
Bununla beraber İran’ın Ortadoğu üzerindeki dış politikalarının ana parametrelerini oluşturan ana etmen Şiilik propagandası ise İran dış politikasını etkileyen ve şekillenmesini sağlayan bir ideolojidir. Ne kadar liderler Şiilik söylemlerinden kaçınsa da İran’ın gerek anayasal gerçeklikleri gerekse bölgesel azınlık unsurları üzeninden yürüttükleri faaliyetler üzerinden anlaşılıyor ki üst kimlik olarak İslam’ı benimsemiş olsa da bunu kapsayıcı bir şekilde Şiilik mezhebini öne planda tutarak bölgesel unsuru olarak görmektedir.
Ekonomik olarak çıkarlarını ön plana sokan İran, jeopolitik konumu ve sahip olduğu doğal kaynak zenginliklerini son derece etkin bir bölgesel güç olarak kullanmaktadır. Dünya üzerindeki en önemli petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip olan İran, bu avantajını bölgesel üstünlük mücadelesinde etkin olarak kullanmakta ve dış politikasını şekillendirmektedir.
İran’ın Ortadoğu politikalarında en önemli etmenlerden olan İsrail karşıtlığı bölgesel olarak stratejilerini belirleme hususunda etkili olmuştur. Kendine bölgesel olarak ‘mazlum Müslüman coğrafyasının yardımcı’ misyonunu yükleyen İran, Filistin halkına da desteklerini İsrail karşıtlığı ile göstererek Hizbullah ile olan bölgesel ilişiklerini bu minvalde düzenlemektedir. İran şu an hali hazırda bu politikalarını sürdürmekte ve gerek sosyal yardımlar gerekse eğitimsel faaliyetlerde Şiilik ve aynı zamanda Fars kültürünü yayarak yumuşak güç politikalarını sürdürmektedir.