Ortadoğu

Kısaca: Ortadoğu’da Kaynak Sorunları

Dünya nüfusunun artması ve dönemin daha güçlü unsuru olan devletlerin sanayileşme ile birlikte görece daha fakir olan ülkelere giderek ham madde ihtiyacını karşılaması, bu ihtiyaçları karşılarken kullanmış oldukları kontrolsüz harcamalar o bölgelerdeki halkları kendi ülkelerinde fakir konuma düşürmüştür. Gün geçtikçe o ülkeler doğal kaynaklarını kullanamaz ve dönüştüremez hale gelmişlerdir. Modern döneme gelindiğinde ise bu doğal kaynak ve zenginlikler, ülkeler arasında rekabeti arttırmış, bu ise giderek kaynakların kısıtlı konuma gelmesine sebebiyet vermiştir. Su, enerji, değerli madenler gibi rekabeti arttıracak değerli ham maddeler ülkeler arasında gerçekleşecek olası sürtüşmelerinden de önünü açmış, öyle ki 1965-99 yılları içerisinde gerçekleşen savaşların çoğu bu kaynakların kontrolü ile alakalı oluşan iç savaşlardır.[1]

Ortadoğu’ya gelindiğinde ise bu kaynak sorunlarının çok sayıda örneğini vermek mümkündür. Zira Ortadoğu son yüzyıllarda çok önemli bir kaynak ve ham madde olan petrolün çıktığı topraklar olarak oldukça önem kazanmıştır. Otomobillerin üretimi, modern sanayileşmenin kaynağı olan petrol, Ortadoğu’ya olan bakışı tamamen değiştirmiş bununla birlikte burada bulunan -bazı- ülkelerin kalkınmasında birinci kaynak olmuştur. Batılı ülkelerin bu bölgelere gelerek sömürü faaliyetlerini geliştirmeleri de yine petrolün üretimi ile daha da artmış, başta İngiltere, sonrasında Fransa ve Amerika bölgedeki küresel petrol fiyatlarını ve piyasayı belirleme ve talep oranlarını kontrol etme gibi birçok çekişmeli mücadelenin baş aktörleri olmuşlardır.2 Bu ülkelere bağlı şirketler Ortadoğu’da bulunan şirketlerle ortaklık kurmuşlardır. Suudi Arabistan’da bulunan ve bölge ekonomisi ve rekabeti için oldukça önemli olan petrol rezervleri ile uluslararası rant artmıştır. Dönemin asıl sorunu ise bulunan bu rezervlerin rekabeti arttıracağı ve petrol fiyatlarını düşüreceği yönünde olmuştur. Bölgedeki ülkelerin rezervlerini çoğaltması ile petrol fiyatları ve talep miktarı çok uluslu şirketler kontrolüne verilmiş ve bu durumun kesintiye uğramadan devamı için bir dizi anlaşmalar imzalanmıştır.[2] İkinci Dünya Savaşı ve ardından Soğuk Savaş dönemi petrol talebi ve rekabeti açısından dengeleri bozmuştur. Ülkeler bu denklemde söz sahibi olabilmek için çeşitli taleplerde bulunarak birtakım uluslararası örgütler kurma yoluna girmiş, 1960’da OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü)’i kurmuşlardır. Fakat 1973 Petrol Krizi ile birlikte

Avrupa farklı alternatif enerji arayışlarına girerek bu açığı kapatmaya çalışmıştır.  Petrol üreten ülkelerinin bu durumlarını ‘Petrol’ün laneti’ olarak adlandırmaları ve petrol üretimi ile ekonomilerini sadece ona bağlayarak çok yönlü bir ekonomi seyredemediklerini, çalışan ve üreten bir insan gücünün olmadığı gerçeğini de söylemek gerekmektedir. Ülke ekonomisinin bu yönde seyretmesi ise dışa borçlanmayı ve Neo- Liberal ekonominin önünü açmış, bu durum ise Arap Baharına giden süreçte oldukça etkili olmuştur. Ortadoğu’nun hala petrol üretiminde önemli bir bölge olduğu 21. Yüzyıla gelindiğinde ise petrol meselesinin daha az kavgalı, dengeli bir seyir içerisinde olduğunu söylemek mümkündür.[3]  Geleceğin temiz yakıtı olarak görülen ve gün geçtikçe önemi artan doğalgaz ise Ortadoğu’da oldukça fazla rezerve sahip olan bir kaynaktır. Fakat rezervin fazla olmasının yanı sıra üretim oranının düşük olması da bir gerçektir. Bu da bölgenin politikaları ve istikrarı ile doğrudan ilişkilidir.[4] Ancak rezervlerin işletilmesi ve üretimin serileşmesi ile birlikte, bölgedeki ülkelerin doğalgaz üretiminde birinci tercih olarak yerlerini almaları mümkün olacaktır. Bölgedeki boru hatları ile istikrar sağlanması düşünülse de kaynak eksikliği ve teknik aksaklıkların yanı sıra bu tarz girişimlerde etkisi olmayan aktörlerin projelere dahil olması, doğalgaz kullanımındaki yetersizlikleri önemli derecede etkilemiştir.[5]  Doğalgaz ihracatı hem dünya için hem de Ortadoğu için oldukça yükseliştedir. Ortadoğu’daki ülkeler bu durumu kontrol altına almak ve ihracatı Rusya tekeline bırakmayarak, teknolojik açıdan rezerv kullanım ve üretimi arttırarak pazarda daha fazla ağırlığını koymaya çalışması, kendi içerisindeki sorunları hallederek ve bu anlaşmazlıkları üretime yansıtmayarak çözüme ulaştırması gerekmektedir. 

Ortadoğu’da önemli kaynak sorunlarından biri de sudur. Ortadoğu, bulunduğu coğrafya nedeniyle çöl iklimin yaşandığı bazı bölgelerin olması, iklim değişikliği, yeraltı su kaynaklarının azlığı gibi birçok nedenle su sorunu yaşamaktadır. Öyle ki bölgede bulunan neredeyse tüm ülkeler su fakiri ülke konumundır. Fakirliğin ana sorunlarını ise hızlı nüfus artışı, su kaynaklarını etkili kullanmama ve iklim değişikliği gibi nedenlere bağlamak mümkündür. Ortadoğu’da bulunan ülkelerin su sorunu yaşadığı bazı nehir havzaları vardır.

Bu bölgelerdeki suların kullanımı, eşit dağılımı ve hangi ülkenin tekelinde bulunması gibi nedenlerden ötürü bazı sıkıntılar meydana gelmekte ve ülkeler arasındaki nabzın yükselmesine sebep olmaktadır. Örneğin Nil Nehri Havzası’nın bulunduğu ve kapsadığı ülkeler olan başta Mısır, sonra Sudan ve Etiyopya arasında tansiyonun yükselmesine sebep olmuştur. Mısır kadim bir hakka sahip olduğunu savunarak çeşitli anlaşmalarla burada üstünlüğü korumaya çalışırken son yıllarda Etiyopya’nın nehrin büyük bir su birikimini kaplayacak olan Rönesans Barajı’nı inşa etmeye başlaması, havza ülkelerini özellikle Mısır ve Sudan’ı rahatsız etmiştir. Yine böyle sorunlarla karşı karşıya olan Fırat- Dicle Nehirleri Havzası ise Türkiye, Suriye ve Irak arasında adil kullanım hakkı ve iki nehir tek havza gibi konuların sıkça tartışıldığı bir havza olarak varlığını sürdürmüştür. Ortadoğu’da bir diğer sorun yaşanan Ürdün Nehri Havzası ise İsrail, Filistin ve Ürdün arasında sorunlara yol açtığı ve bu durumun ulusal bir soruna dönüşmesinde önemli örnekler arasındadır.[6] Nehirlerin su kaynağı bakımında sorunlar oluşturması ve tükenebileceği endişesi ile ülkeler başka alternatifler aramış, deniz suyunun tuzundan arındırılarak tarım gibi temel ihtiyaçlarda kullanımın sağlanması gibi yöntemler ileri sürülmüştür. Bunu yapan Sudi Arabistan, Kuveyt gibi ekonomik geliri daha yüksek ülkeler olmuşsa da Ortadoğu’da bunu sağlayacak zenginlikte ve konforda ülkenin varlığı oldukça azdır. Zira bu yöntem oldukça külfetlidir. Yine bölgede bunu en iyi şekilde başaran ve kullanıma sunan ülkenin İsrail olduğunu da söylemek gerekmektedir.[7] Havzalarda adil kullanımın sağlanması ve suyun kontrolsüz kullanılmaması ve devlet yöneticilerin suyun önemini fark ederek daha önleyici ve sonrasında daha uzlaşma yanlısı politikalar içinde olması gerekmektedir. Aksi durumda ise daha büyük sorunlara yol açacağı aşikardır. [8]

Bütün bunlara bakıldığında Ortadoğu’da başta petrol olmak üzere birçok doğal kaynak üzerinde çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Uluslararası bir sorun olan petrol ve petrol rezervlerinin rağbet görmesi hem bölgedeki ülkeler hem de ithal eden ülkeler açasından önemli bir konumdadır. Petrol’ün önemi artan teknoloji ve gelişen farklı enerji kaynakları sebebiyle düşer mi sorusunun cevabını vermek ise henüz erkendir. Yine su sorunu ile birlikte Ortadoğu’da ‘su savaşları’ senaryolarına karşın, ülkeler ne gibi önlemler alacak sorusu da muallaktadır. Gerekli önlemlerin alınmadığı ve etkili kullanım sağlanmadığı taktirde ileride su konusunda bir çatışma ihtimali kaçınılmazdır. 

KAYNAKÇA

  • Sümer, Vakur (2019) ‘Su Sorunu,’ M. Şahin (ed.), Ortadoğu: Aktörler, Unsurlar, Sistemler, İstanbul, Kopernik.
  • Özkeçeci-Taner, Binnur (2019) “Bir Çatışma Nedeni Olarak Kaynak Kıtlığı”, Güvenlik Yazıları Serisi. 
  • Demir, İdris (2019) ‘Doğalgaz’, M. Şahin (ed.), Ortadoğu: Aktörler, Unsurlar,Sistemler, İstanbul, Kopernik.
  • Kahveci, Hayriye (2019) ‘Petrol,’ M. Şahin (ed.), Ortadoğu: Aktörler, Unsurlar, Sistemler, İstanbul, Kopernik, 
  • Ateş, Hamza; Bektaş, Mücahit (2016) ‘Ortadoğu’da Su Savaşı İhtimali’, Yeni Türkiye.

[1] Özkeçeci-Taner, Binnur (2019) “Bir Çatışma Nedeni Olarak Kaynak Kıtlığı”, Güvenlik Yazıları Serisi.  2 Kahveci, Hayriye (2019) ‘Petrol,’ M. Şahin (ed.), Ortadoğu: Aktörler, Unsurlar, Sistemler, İstanbul, Kopernik, s.453-472.

[2] Kahveci, a.g.e., 459. 

[3] Kahveci, a.g.e., 265. 

[4] Demir, İdris (2019) ‘Doğalgaz’, M. Şahin (ed.), Ortadoğu: Aktörler, Unsurlar, Sistemler, İstanbul, Kopernik, s.298.

[5] Demir, a.g.e., 300. 

[6] Sümer, Vakur (2019) ‘Su Sorunu,’ M. Şahin (ed.), Ortadoğu: Aktörler, Unsurlar, Sistemler, İstanbul, Kopernik, s.603-14.

[7] Sümer, a.g.e., 621

[8] Ateş, Hamza; Bektaş, Mücahit(2016) ‘Ortadoğu’da Su Savaşı İhtimali’, Yeni Türkiye, s.402.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Sponsorlu Bağlantılar: R10 Blog - Sorum Var - evden eve nakliyat - Takipçi Satın Al - TikTok beğeni hilesi - vds - Su Kaçağı Tespiti - ilaç rehberi - Gündemvdcasinotokyobetmegapari girişbircasinoparmabet meritkingmadridbet girişmadridbetkingroyalkingroyal giriş https://vorra.net https://www.ding3000.com https://cuberider.com Betnano https://www.snakkmedia.com https://abodehomedecor.com