Kısaca: Süleymaniye Camii Tarihi ve Yapısı
Süleymaniye Camii, Türkiye’de yer alan, Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş ve her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilen, hayranlık uyandıran önemli bir yapıdır. Mimarisi ve yapısal özellikleri, günümüzde hâlâ hem yerli hem de yabancı araştırmacıların ilgisini çekmeye devam etmektedir. Osmanlıdan bugüne halen daha yapısını ve ihtişamını koruyan Süleymaniye Cami estetik açıdan da çok özel bir Camidir. Bu yazının amacı, Süleymaniye Camii’nin tarihçesini, teknik bilgilerini ve mimari yapısını kültürel ve mimari bağlamda okuyucuya aktarmaktır.
Kanunî Sultan Süleyman’ın emriyle, 1550-1557 yılları arasında Mimar Sinan tarafından inşa edilen Süleymaniye Camii, estetik ve simgesel özellikleriyle İstanbul’un en önemli Osmanlı anıtlarından biridir. Süleymaniye, sadece bir cami değil; cami ile birlikte inşa edilen yapılarla oluşan külliyesi sayesinde çeşitli toplumsal ihtiyaçlara da hizmet eden bir komplekstir. Zamanında gerek Medrese gerek Hastane gerekse Kütüphane görevi görmüş olan bu külliye, Osmanlı mimarisinin en zengin özelliklere sahip ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir.[1]
Caminin avlusundaki revaklar, 24 sütun üzerine oturtulmuş 28 kubbeden oluşmaktadır.[2] Bu yapı, Osmanlı camilerinin geç dönemine ait önemli bir örnektir.[3] Avlunun dikkat çeken yönlerinden biri, harim cümle kapısıyla kuzeydeki anıtsal kapı arasında kalan ve son cemaat yeriyle birleşen revakların iki yönlü geçiş sağlayan kapılarıdır. Osmanlı camilerinde revaklı avlunun ayrılmaz bir parçası da ortasında yer alan şadırvandır.[4] Şadırvanlar Osmanlı mimarisinin vazgeçilmez unsurları olup çok estetik bir görünüş sunmaktadır.
Süleymaniye Camii’nin iç mimarisi de büyük bir dikkatle tasarlanmıştır. İç mekânı örten geniş ve estetik kubbe 26,5 metre çapında olup, yerden kilit taşına kadar olan yüksekliği yaklaşık 53 metredir. Sanat tarihçisi Adnan Turani’ye göre bu ölçüler sırasıyla 27,25 metre ve 47,75 metredir. Ana kubbe, dört büyük sütun “fil ayağı” olarak adlandırılan taşıyıcı elemanlar üzerine oturtulmuştur. Bu kubbeyi oluşturan yapı malzemesi özel olarak imal edilen tuğlalardır. Ana kubbeyi iki yönden destekleyen yarım kubbeler ise yerden 40 metre yükseklikte ve 23 metre çapındadır. Doğu ve batı yönlerinden desteklenen bu yarım kubbeler, caminin genel ihtişamına katkıda bulunur. Sinan, camiyi 3.500 metrekarelik bir alana inşa etmiştir. Caminin tabanına yerleştirilen havalandırma kanalları sayesinde iç mekân yaz aylarında serin, kış aylarında ise ılık kalmaktadır. Bu, Mimar Sinan’ın ileri mühendislik bilgisiyle geliştirdiği çözümlerden biridir.[5]
Süleymaniye Camii’nin girişinde bulunan iki taş bulunmaktadır. Bunlardan biri Doğu Roma’yı, diğeri Batı Roma’yı temsil eder. Bu taşlar, Roma ve Bizans imparatorları tarafından kutsal kabul edilmekte ve birer sembol olarak görülmektedir.[6]
Caminin iç mekânında dikkat çeken diğer önemli unsurlara gelecek olursak bunlar hiç şüphesiz hat yazılarıdır. Ana kubbede, nefti yeşil zemin üzerine altın yaldızla, celî sülüs hatla yazılmış Fatır Suresi’nin 41. ayeti yer alır. Bu yazının Ahmet Karahisari tarafından yazıldığı Katip Çelebi’nin Cihannüma adlı eserinde belirtilirken, Tuhfe-i Hattatin adlı kaynakta Karahisari ve öğrencisi Hasan Çelebi tarafından yazıldığı ifade edilmektedir. Mimar Sinan ise Tezkiretü’l Bünyan adlı eserinde kubbe yazısının Hasan Çelebi tarafından yazıldığını belirtmektedir.[7]
Mimar Sinan, camilerinde mimariye ve estetiğe büyük önem vermiştir. Dehası ve kabiliyetiyle birçok eseri Osmanlı sanatına damga vurmuştur. Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murad dönemlerinin en önemli mimarı olarak kabul edilir. Bu kıymetli Mimarin Türbesi, Süleymaniye Külliyesi içinde, Haliç duvarının önündedir.[8]
Ayrıca, Kanuni Sultan Süleyman Türbesi de Süleymaniye Camisi içinde yer alır ve Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Bu yapı, Osmanlı türbe mimarisinin önemli örneklerinden biridir. Sekizgen planlı olan türbenin etrafını saran ve dışa doğru genişleyen revaklar, onu diğer sultan türbelerinden ayıran özgün bir özelliktir. Kapı kanatları, sedef ve fildişi kakmalarıyla dönemin nadir ve değerli örnekleri arasında yer alır. Kapının yan duvarları ve iç mekân ise, renkli çini panolar ve altın yaldızlı ayetlerle süslenmiştir. Ayrıca Hürrem Sultan, Mihrimah Sultan ve birçok sultan ve şehzadenin türbesi de Süleymaniye’dedir.[9]
Mimarisi ve yapısının güzelliğinden enin olduğumuz Süleymaniye Cami ufak bir restorasyon geçirmiştir. Bu restorasyonun sebebi bu kıymetli yapının daha uzun yıllar korunmasının hedeflenmesidir. 2007-2011 yılları arasında yapılan restorasyon, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışmasıdır. Bu restorasyon, İstanbul 4 No.lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 14.02.2007 tarih ve 1047 sayılı kararına göre yürütülmüştür. Restorasyon çalışmaları, Koruma Kurulu ve uzmanlar kurulu kararlarına uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Yapı genelinde, uluslararası koruma kriterlerine uygun biçimde modern eklentiler ve çimento sıvalar kaldırılmış; kubbe ve minarelerde strüktürel sağlamlaştırma yapılmış bozulan hat yazıları ve kalem işi bezemeler onarılmıştır[10]
Sonuç olarak, Yüzyıllardır korunmuş ve korunmaya devam eden Süleymaniye Camii ve Külliyesi; tarihî kökenleri, mimari yapısı, estetik unsurları ve kültürel mirası ile dikkat çeken, İstanbul’un ve Osmanlı mimarisinin eşsiz örneklerinden biri olmaya devam etmektedir. Mimar Sinan tarafından Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle inşa edilen bu yapı, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlen ayakta durmakta ve görülmeye değer bir eser olarak önemini korumaktadır. Akademik çalışmalar ve koruma projeleri açısından da büyük bir tarihî öneme sahip olan Süleymaniye Camii, geçmişin izlerini taşımaya ve estetik güzellik sunmaya devam ediyor.
[1] Yavuz Sezer, “Süleymaniye Cami ve Külliyesi”, Büyük İstanbul Tarihi, (Erişim 16 Mayıs 2025)
[2] Nil Köroğlu Orbeyi, “Mimar Sinan Camileri Revak Sütunları Üzerine Bir Araştırma: Süleymaniye Camisi, Selimiye Camisi ve Kara Ahmet Paşa Camisi Örnekleri”, Dergipark, (Erişim 16 Mayıs 2025)
[3] Neval Konuk, “Süleymaniye Cami”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (Erişim 16 Mayıs 2025)
[4] Nilgün Olgun, “Süleymaniye Cami 2007-2010 Yılları Arası Restorasyonuna Dair”, Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi, (Erişim 16 Mayıs 2025)
[5] Haldun Hürel, “Mimar Sinan’ın Muhteşem Eseri: Süleymaniye Cami”, İstdergi, (Erişim 16 Mayıs 2025)
[6] Ferhat Aslan, “Süleymaniye Cami Efsaneleri”, İslam Araştırmaları Merkezi, (Erişim 16 Mayıs 2025)
[7] Zübeyde Cihan Özsayıner, “Mimar Sinan’ın Camilerinin Ana Kubbe Hatları”, Tarih Kitap, (Erişim 17 Mayıs 2025)
[8] “Mimar Sinan”, T.C Edirne Valiliği, (Erişim 17 Mayıs 2025)
[9] Selçuk Mülayim, “Süleymaniye Cami ve Külliyesi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (Erişim 17 Mayıs 2025)
[10] Ahmet Ersen, Nilgün Olgun, Seden Savaş Akbulut, Büşra Şenyurt Yıldırım, “Süleymaniye Cami 2007-2010 Yılları Restorasyonu ve Restorasyon Kararları, FSM Vakıf Üniversitesi, Erişim Tarihi 17 Mayıs 2025