Temkin Vakti Nedir? Nasıl Hesaplanır? Diyanet Neden Kaldırdı?
Temkin vakti, son zamanlarda özellikle Ramazan’ın gelmesi ve iftarların açılıp sahurların yapıldığı bu gümlerde tekrar merak edilen ve tartışılan konuların arasında yerini aldı. Temkin vakti hakkında merak edilen en önemli soruların başında diyanetin neden temkin vaktini kaldırdığı, temkin vaktine nasıl uyulacağı ve namaz vakitlerinin temkin vaktine göre nasıl ayarlanacağı yer alıyor. Bu yazımızda kısaca temkin vaktinden söz edeceğiz. Yazımızda ele alacağımız temkin vakti konusunda pek çok kaynaktan yararlanılmış ve ortaya atılan görüşler ayetler ışığında ele alınmıştır.
Temkin Ne Demek?
Bir konu veya durum üzerinde tedbirli olmak ve ihtiyatlı davranmak anlamlarına gelen “temkin” kelimesi, dilimize Arapçadan geçmiş bir sözcüktür.
Temkin Vakti Nedir?
Namaz veya oruç vakitlerinin, özellikle imsak, iftar ve yatsı zamanlarının giriş ve çıkış zamanlarını, herhangi bir yörenin yeryüzü üzerindeki yayılma durumu ve irtifa değişiklikleri nedeniyle çok net bir biçimde saptamak mümkün değildir. Bu nedenden ötürü de İslam alimleri ve çoğu müçtehid, namaz vakitlerinin hakiki değerini koruyabilmek adına bazı önlemler almıştır. Bu önlemler, “hata sınırı” ismi de verilen bir değer çerçevesinde mütalaa olunmaktadır. Tüm bu bunlar ışığında namaz ve oruç vakitlerinin orijinal (hakiki) değerlerini korumak amacıyla bu vakitlere ayrı ayrı zamanlar ilave edilmiş veya bu vakitlerden ayrı ayrı zamanlar çıkarılmıştır. Söz konusu bu ekleme ve çıkarma miktarına “temkin” adı verilir.
Bu konu üzerinde Nisâ Sûresi’nin 103. âyet-i kerimesinde şöyle buyuruluyor:
“Şüphesiz namaz, mü’minlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır.”
Uygulama ve Hesaplanması
Temkin vaktini her birey kendisi de ayarlayabilir. Türkiye’de Fazilet Takvimi gibi birkaç takvimde bu temkin vakti uygulaması vardır. Temkin vaktinin kabaca uygulanmış hali şöyledir:
- Öğle ve İkindi namazlarına 10’ar dakika,
- Akşam namazına ise 7 dakika ilave edilir.
- İmsaktan 10 dakika,
- Güneşin doğuşundan 5 dakika çıkarılır.
Diyanet Neden Temkin Vaktini Kaldırdı ?
Bu konu üzerinde çeşitli spekülasyonlar varsa da diyanetin uygulanagelen temkin vaktini kaldırması, görünürde belirli bir amaç dahilinde değildir. Asırlar boyunca kullanılan İslam takvimlerindeki “temkin vakti” uygulaması, 1983 yılından sonra Din İşleri Yüksek Kurulun’un 21.01.1982 gün ve 6 sayılı kararı ile Diyanet İşleri Başkanlığınca kaldırılmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bahis mevzuu tasarrufuna uymamız, her ne kadar yasak bir zorunluluk olmasa da, herhangi bir ihtilâfa sebep olmamak için, 1983 ve 1984 yıllarında çıkarmış bulunduğumuz takvimlerimizde buna “zorunlu” olarak uymak zorunda kaldık.
Şâfiî mezhebine göre ise, fecr-i sâdıkın doğmasıyla birlikte, daha doğrusu, imsak vaktinden 10 dakikalık temkin süresi geçtikten sonra kılmak efdâldir. Maamâfih Hanefî mezhebi mensupları da, meselâ Ramazan ayında, sabah namazlarını fecr-i sâdıkın yani ikinci fecrin doğmasıyla birlikte kılabilirler.
Büyük Haydar Efendi’nin Usûl-i Fıkıh Dersleri isimli kitabında, “vaktinden evvel kılınan namaz sahih olmayıp, musallî vaktin hulûlünden evvel namaz kılarsa, o namaz edâ edilmiş olmaz” ifadesi yer almıştır. Aynı zamanda Ahmed Bîcan Hazretleri’nin Envâru’l-Âşıkîn adlı kitabında da “Vaktinden evvel kılınan namaz, gönül nûrunu söndürür; yerine zulmet girer” ifadeleri yer alıyor.
Profesör doktor Ahmet Şimşirgil’in temkin vakti hakkındaki yorumlarını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz. Ahmet Şimşirgil, burada farklı ve bir o kadar da önemli bir konuya parmak basıyor.