Sosyoloji

Toplumsallaşma ve Toplumsallaşma Evreleri Nedir?


Bizler ailemizi seçemediğimiz gibi doğacağımız kıtayı, ülkeyi, toplumu da seçemeyiz. Şu da var ki, Bizler doğduğumuz topluma göre mi şekil alıyoruz, yoksa topluma şekil mi veriyoruz? Yani her ne kadar seçemesekte toplumu bir kalıba sokan bizler miyiz? Gelin hep birlikte bu soruya bir cevap bulmaya çalışalım. Toplumsallaşma kavramına göz atacak olursak; bir kişi ile diğer kişi veya kişilerin arasında gerçekleşen, sonucunda toplumsal davranış kalıplarının kabulünü ve uygulanmasını sağlayan karşılıklı etkileşim sürecidir. Doğuştan başlayarak yaşam boyunca süren bir dönemdir. Bu süreçte birlikte birey bir kişilik kazanmaktadır. Toplumsallaşma için şunu diyebiliriz: Doğduğumuz toplumun davranış kalıplarının bireyin kendi kişiliğine yön vererek o topluma ait bir birey haline getirme sürecidir. Bu sürecin elbette evreleri vardır, dört evreden oluşan toplumsallaşma evrelerine göz atalım. Çocukluk Evresi
Bebeklik ile ergenlik dönemi arasında yer alır. Bu dönemde bireyler davranış kalıplarına öğrenirler, bu öğrenme ile birlikte çocuk toplumsal rolleri öğrenir.

Ergenlik Evresi
Bu dönem oldukça önemlidir. Kuşaklar arası çatışma olgusu ile karşılaşılır, ayrıca sosyalleşme için oldukça önemli bir evredir. Çünkü birey artık ailesinden koparak arkadaşlarıyla vakit geçirmeye ve dış ilişkilerde kendini yönlendirmeye başlamıştır. Ailenin ergen birey üzerinde kontrol sağlayamadığı dönemdir. Bireyin bağımsızlığını kazandığını sandığı dönemdir. Bu dönemde statüleri artar ve bu statüler ile birlikte rolleri artar. Bu rollere uygun davranışları öğrenir, bulunduğu evredeki akranlarıyla benzer davranışları yapmaya başlar.

Yetişkinlik Evresi
Genel olarak bu dönemde bireyin iş hayatı başlar. İş hayatı ile birlikte artan rollere ve buna uygun davranışlara uyum sağladığı evredir. Şunu söylemeliyim ki bu evrede gerçekleşen orta yaş bunalımı gerçekten var olan bir durumdur.

Yaşlılık Evresi
Bu evrede sosyalleşme ergenlik ve yetişkinlik evresine göre azdır, toplumsallaşmanın azaldığı evredir. Birey çalışıyorsa emekli olmuştur, sahip olduğu rolleri bırakmıştır. Bu evredeki bireylerin bazı toplumlarda saygınlığı artarken bazı toplumlarda saygınlığı azalmıştır. Yaşlılık evresinin amacı ise toplumsallaşmayı yeniden sağlayabilmektir.

Toplumsallaşma evrelerini hep birlikte gördük, bunun üzerine şunları diyebiliriz. Aslında birey hiç bir role sahip olmadan dünyaya gelir ve doğduğunda bulunduğu topluma göre kişilik kazanır. Toplum var olduğu sürece birey var olur. Bireyin kişilikleri etkileşim sonucunda oluşurken, geniş çerçeveden baktığımızda toplumunda etkileşim sonucunda meydana geldiğini görebilmekteyiz. Toplum bireylere bir kimlik kazandırdıktan sonra yeni gelen bireylerin bir kimlik kazanmasını sağlamaktadır. Toplum bireyleri dizgin eder, nasıl ki davranış kalıplarımızı toplum belirliyor ise normları da toplum belirler. Yazımıza baktığımızda doğduğumuz toplumu seçemediğimiz halde ne kadar şanslı olduğumuzu görmekteyiz. Madem ki toplumu oluşturan bizleriz o zaman bulunduğumuz toplumu daha ileri nasıl götürebiliriz, daha iyibir toplum haline nasıl gelebiliriz bunları düşünmek zorundayız. Bir kişiyle çok şey değişebilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.