Düşünce

Her Millet Layık Olduğu Şekilde Yönetilir

Her millet layık olduğu şekilde yönetilir. Çok derin bir söz. “Her millet”, “layık olduğu şekilde” yönetilir. Bu sözün sözler içinde bir anlamı olmalı. Nedir bu sözün anlamı? 

Her millet kendisine layık olan yöneticiler tarafından yönetilir. Milletler, kaderlerini sahip oldukları değerlerle oluştururlar. Yani bir millet sahip olduğu değere göre diğer milletler içinde bir yere sahiptir. Buna milletlerarası konum, gelişmişlik, kültür ve diğer tüm parametreler de dahildir. 

Mesela bir İngiliz layık olduğu şekilde yönetilir. Bir Hintli de yine layık olduğu şekilde yönetilir. Aynı zamanda bir Türk de. 

Fakat bu söz, milletlerin zaman içerisinde değişeceğine izin vermeyen bir teslimiyetçiliğe sahiptir. Neden mesela bir Kenyalı iyi bir şekilde yönetilmesin? Reformlar, yapısal dönüşümler bir Kenyalının iyi yönetilmesini sağlamaz mı? Ya da Fatih Sultan Mehmet ile Mustafa Kemal Atatürk milletimizin yöneticileri değiller mi? Şimdiki yöneticilerle kıyasladığımızda her ikisinin de ulaştığı mertebenin çeyreğine/zekatına erişemeyecek kapasitede yöneticilere sahibiz. 

Kaderci bir söz olmasına karşın haklı da bir söz. Neysek o. Ne verdin de ne alacaksın? Mesela seçim zamanı oy verdiğin ve iktidarını pekiştirdiğin partiden ne bekliyorsun? Sen iyiysen zaten iyisindir. İyi olmanı senden başkasının yapmasını bekliyorsan bunun adı medettir. Medet umarsın. Ve olmaz. 

Mesela şu an millet olarak daha iyi yönetilmeyi hak etmiyoruz. Kimse bunu anlı şanlı tarihine dayandırarak “hayır” diye reddedemez. Zira yönetim ilahi bir yönetim olmadığı için ancak beşeridir. Beşeri olan ise döneme bağlıdır. Misal Fatih zamanında bu millet iyi yönetilmeyi hak ediyordu ya da Mustafa Kemal Atatürk zamanında. Çünkü bu iki dönemin Türk milleti, dünyada parmakla gösterilen bir milletti. Şu an söyler misiniz hangi ülke bizi parmakla gösterir? 

Bunu sanayimiz, askeriyemiz veya ekonomimiz kötü halde diye söylemiyorum. Bunu bir bütün olarak, zihniyet olarak hangi noktada olduğumuzu düşünerek söylüyorum. Kültür ve medeniyet bu coğrafyadan gideli 500 sene oldu ve biz hala o zamandan öncekilerle kendimizi avutuyoruz. Tamam. Doğu, başlı başına bir kültürdür ama Doğu, yozlaşmıştır. Medenilik, maalesef ki “tek dişi kalmış canavar” olan Avrupa’dır. Biz Avrupa’nın ahlakını değil tekniğini almazsak daha uzun yıllar layık olduğumuz şekilde yönetileceğiz. 

Şayet bir gün tüm Doğu medeniyetleri şu anda evrensel boyuta ulaşan Batı tekniğine adapte olsa işte o zaman dünya daha yaşanılabilir bir gezegen haline gelir. Şimdi birinim mutlak galibiyetini, diğerinin bitse de gitsek çaresizliğini izliyoruz. Biz batılı değiliz. Doğuluyuz. Hiçbir zaman da tam anlamıyla bir Batılı olamadık. 

Geçmişte nasıl iyi yönetilmişsek şimdi de aynı şekilde kötü yönetiliyoruz. Bu dünya düzeninin (Doğudan Batıya kayma) değişmesiyle de ilgili. Atatürk dönemi güzel bir araydı lakin devamı gelmedi. 

Sözün sahibi olan kişi Joseph de Maistre fakat Ömer Hayyam daha iyi özetlemiş;

Celladına aşık olmuşsa bir millet 

İster ezan ister çan dinlet 

İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet

Müstahaktır ona her türlü illet. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.