Buharlaşma ve Yoğunlaşma Nedir?
Yeryüzünün üçte ikisi sularla kaplıdır. Okyanuslar, denizler, göller, akarsular nasıl sıvı durumundaki suyun bir eseri ise dağların tepelerindeki kârlar ve soğuk denizlerde buz dağları da katı durumdaki su kütlelerinden başka bir şey değil. Bunlar, güneşin etkisiyle ısındıkları zaman bu buharlaşarak havaya doğru yükselir tıpkı çaydanlıkta kaynattığınız sudan çıkan buhar gibi havaya karışırlar. Denizlerin ve okyanuslarınn su düzeyi sürekli olarak buharlaşma durumundadır. Denizin 1 m karelik bir alanında bir saatten 1 kg’a kayın su buharlaşıp uçar. Yeryüzünün 361.5 milyon km karelik bölümünün göl ve denizlerle kaplı olduğunu düşünürsek buharlaşan suyun ne kadar korkunç bir miktar olduğunu daha iyi anlarız: 1 saatte 361.5 milyon ton su buharı. Bitkilerin terleyerek kaybettiği su miktarı da az değildir. Büyük bir ağaç günde 300 litreye yakın suyu, terliyerek havaya bırakır. Bütün bu su buharları atmosferde toplanıp bulutları meydana getirirler. Bulutlar 1 mm’nin yüzde birinden daha çok su taneciklerinin bir araya toplamış biçimden başka bir şey değildir.
Yoğunlaşma
Bulutları meydana getiren bu küçücük tanecikler, rüzgârın etkisiyle kolayca bir yerden başka bir yere doğru sürüklenirler. Bu yolculuk sırasında küçük bir hava tabakası ile karşılaşan küçük tanecikler bir araya gelip yoğunlaşarak su damlalarını meydana getirdiler. Böylece havada duramayacak kadar ağırlaşan damlalar, aşağı düşmeye başlar. Buna biz yağmur ‘yağmur yağıyor’ deriz. Bir yağmur damlası meydana gelmesi için 8 milyondan fazla taneciklerin bir araya gelmesi gerekir. Eğer bulutlardaki su tanecikleri çok soğuk bir hava tabakası ile karşılaşırsa donar iki küçücük buz billurlarını yani kar tanelerini meydana getiriler. Bu olay da ancak kışın olur.