Eleştiri

Çocuk Gelinler Meselesi

Ülkemizin pek önemli sorunlarından biridir çocuk gelinler. Fakat bu yazımda çocuk gelin meselesinin etik olup olmadığından veya uygunluğundan bahsetmeyerek dikkat çekilmesi gereken bir yerinden söz edeceğim. Çocuk gelin meselesi iç burkan bir mesele. Özellikle Anadolu’da böyle hikayeler saymakla ve anlatmakla bitmiyor.

Büyük şehirlerde böyle sorunlarda anında bir kamuoyu oluşturmak mümkün veya bir düğünde küçük bir gelinin zorla evlendirildiğine şahit olduğunuzda bunu anında başkalarına  iletmek de mümkün. Büyük şehirlerde sosyal medya da var hem. Fakat iş, köylerde ve daha açık bir ifadeyle sosyal medyanın erişemediği yerlerde olay çok daha farklı ve trajik boyutlara ulaşıyor.

Sosyal medyanın gücünü burada bir kez daha test ediyoruz. Küçük gelinlerin çığlığı olacak sosyal medya, köylerde çalışmıyor ve her gün binlerce küçük çocuk istemediği insanlarla evlenmek zorunda bırakılıyor. Ve işin çok daha tuhaf tarafı, bu olayın köy yerinde ”çok da tuhaf” karşılanmadığı gerçeğidir.

Köy yerlerinde kimse bir gelinin yaşına bakmıyor. Köy yerlerinde bir kız çocuğunun evlenmesine, evden gitmesine gün sayılıyor. Köy edebiyatını bu noktada yapmak fazla romantik kaçacak. Zira köyler böyle yerlerdir. Yukarıda da belirttiğim gibi her gün yüzlerce; her yıl on binlerce kız çocuğu zorla, rızası olmadan evlendiriliyor.

Mesela 13-14 yaşlarında bir kız çocuğu düşünün. Bu yaştaki bir çocuktan evliliğe dair ne bekleyebilirsiniz? Gerçekten ”başlık parası” derdinde olmayan bir baba değilseniz vicdanınızın bu işe karşı gelmesi gerekir. Normal şartlarda bunun böyle olması gerekir. Fakat madalyonun ters tarafından olaylar çok daha farklı işliyor: Alan razı veren razı.

Fakat; verilen ve alınan razı değil. Burada kimse verilen ve alınana ”senin fikrin nedir?” diye sormuyor. Gideceksin veya kalacaksın. Bu kadar kesin tahakkümler altında kalan çocukların, henüz o yaşlarında gerçeği ve işin ciddiyetini kavrayacak muhakeme yetenekleri sizce ne kadar gelişmiş olabilir?

Anadolu’da durum aynen budur. Ne eksik ne de fazla. Gözümüzün önünde olanları görmek kolay bir iş fakat karanlıkta kalan yerlerde olan bitenler görmek gerekiyor. Burada kayıt-dışı evliliklerin tespiti önemli bir yer tutuyor.

İslamda evliliğin şartı olarak ”buluğ çağı” gösteriliyor. Bu buluğ çağından kast edilen 13-14 yaşları demek ve bunun üzerine de amel etmek ”işine geleni tercih etmek” ile aynı kapıya çıkar fakat söz konusu güruh, İslamın ”eşlerinize iyi davranın” emrine eşlerini döverek icabet ederler.

Velhasıl benim dikkat çekmek istediğim nokta, gözden ırak yerlerde olan trajedilerdir. Bu olaylar, sanıldığından çok daha fazla yaşanıyor köylerde. Bunun bir tedbiri olmalı. Daha fazla gözyaşı olmadan bu sorunun kökten çözülmesi temennisiyle.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.