Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev
Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev, Étienne de La Boetie’nin klasikleşen ve literatür haline gelen bir kitabı olmuş ve kitabın içeriği pek çok siyasi, toplumsal ve sosyolojik konuya ışık tutan argümanlar haline gelmiştir. Gönüllü Kulluk Üzerine Söylemler’den bir alıntı ve çıkarımlar.
“Size böylesine hakim olan kişinin iki gözü, iki eli bir bedeni var ve herhangi bir insandan daha başka bir şeye de sahip değil. Yalnızca sizden fazla bir şeyi var: O da sizi ezmek için ona sağlamış olduğunuz üstünlük. Eğer siz vermediyseniz, sizi gözetlediği bu kadar gözü nereden buldu? Sizden almadıysa, nasıl oluyor da sizleri dövdüğü bu kadar eli olabiliyor? Kentlerinizi çiğnediği ayaklar, sizinkiler değilse bunları nereden almıştır? Sizin tarafınızdan verilmiş olmasa, üzerinizde nasıl iktidar olabilir? Sizinle anlaşmadıysa sizin üstünüze gitmeye nasıl cesaret edebilir? Kendinize ihanet etmeseniz, sizi öldüren bu katilin yardakçısı olmasanız ve sizi yağmalayan bu hırsıza yataklık etmeseniz, o ne yapabilir?”
Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev, Étienne de La Boetie
İktidar olma şansını bireyler kendi elleriyle birilerine vermiştir. Thomas Hobbes, buna “bireyin doğal haklarından vazgeçerek devletleri kurması” der. Birey, en temel haklarından “karar verme”‘ yetisini yine kendi gibi bireylerden oluşan bir mekanizmaya devretmiştir.
J.J Rousseau, Toplumsal Sözleşme adlı kitabında da bahsettiği gibi devletlerle bireyler arasında, bir sözleşme imzalanmış ve sözleşme, bireyin haklarını kısıtlarken devletin birey üzerindeki otoritesini de artırmıştır.
Boetie’nin yukarıda Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev adlı kitabındaki alıntı da bireyin kendi seçtiği ve kendisi gibi olan birinin, yaptıklarından dolayı muzdarip olmanın gereksiz olduğu yönündedir. Zira onu seçen de ona o hakkı veren de onun gibi olanlar, yani insanlardır.
İnsanların daha sonra seçtikleri bir başka kişi tarafından haksızlığa uğraması, akıllara ideal demokratik düzenin ne olması gerektiğini getirir. Zira demokraside de monarşide de başa geçen kişinin yaptıklarından dolayı bireylerin mağdur olduğu görülür. Ve örnekler tarihin her döneminde vardır.
Boetie’nin Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev adlı eseri, bir anlamda ideal yönetim şeklinin olamayacağı yönündedir. Ne olursa olsun, bireylerin kendisi gibi olan bir başka birey, yönetme yetkisini elinde bulunduracaktır. Bu, yönetim şekli ne olursa olsun bireyin mağdur olacağı yönünde bir görüştür.
Uluslararası sistemde anarşi olarak nitelendirilen kavram ise yönetim şeklinin, yönetenin ya da yönetilenin olmadığı bir siyasi ve toplumsal düzeni öngörür. Uluslararası İlişkiler disiplininde ciddi ciddi tartışılan bir konu olan anarşi, Boetie’nin dolaylı yoldan vurgulamak istediği bir konudur.