Eleştiri

Halkı Kin ve Nefrete Teşvik Etmek

Pek çok sorun var. Değinilecek veya söz etmeye değer olmayan binlerce  sorun var. Saksıda bir bitki değilseniz veya bir İskandinav ülkesinde yaşamıyorsanız sorunların bitmesini beklemek gibi boş bir hayale kapılmayın. “Coğrafya kaderdir” diyen İbn-i Haldun’u sözünün üstünden 1000 yıl sonra da saygıyla anacağız. Coğrafya kaderdir. Bugün sizlere bu coğrafyada işlenen ama artık suç olmaktan çıkan bir suçtan söz edeceğim: Halkı kin ve nefrete teşvik etmek. 

Her kesim kendi Türkiye’sinin peşinde olduğu için kimse, bir başkasının yaşam alanındaki değerlere saygı duymanın gerekliliği içinde değil. Dolayısıyla kutsalmış, değermiş, etik değilmiş kimsenin umrunda değil artık bu kurallar. 

Bu kurallar kalın kaplı, hacimli hukuk kitaplarında yazmaz. İngilizlerin yazılı bir anayasası yoktur mesela ama demokrasi ve insan haklarının merkezi, kalesidir. 

Mesela gelişmiş ülkelerin onlarca parametresi vardır. Ekonomik gelişmişlik, eğitim durumu, çalışan nüfusun sektörel dağılımı gibi yüzlerce neden sayılabilir ama burada yazılı olmayan bir şey var: Saygı. 

Gelişmiş ülkelerde her şeyden önce saygı vardır. Sevgi ve saygının ayrımını daha önce yine burada yazmıştık. Saygı bambaşka bir şey. Bir şeyi sevmek başka saygı duymak başka. 

İnsanımızın başka bir düşünceye saygısı numunelik. Zekat miktarı kadar saygımız var. Hal böyle olunca kitleler de birbirlerinin düşüncelerine kolayca hakaret edebiliyor. Çünkü tahammülü yok. Tahammül olmayınca da bu insanları kışkırtmak, gaza, galeyana getirmek çok kolay. Kaldı ki insanlar bunu kendileri kendi elleriyle kendi dilleriyle yapıyor. 

Başka görüşten olan insanları lanetli ve istenmeyen adam ilan etmek kolay. Veya yaftalamak da çok kolay. Çamur at izi kalsın da. 

TCK’nın 216. maddesi bunu bir suç olarak ifade özgürlüğünün tam karşısına koyar. (Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu) Tehdit, galeyana getiren açıklama veya davranış, toplumun belirli bir kısmını hedef alan söz veya davranışlar bu maddenin öngördüğü suçlardandır. 

Peki uygulanıyor mu? Cevabı siz verin. Hangi yerde ve hangi zamanda Atatürk ve Cumhuriyet değerlerine hakaret eden birisine hükümet tarafından sert bir tepki verildiğini ya da mahkeme tarafından emsal niteliğinde karar ile ceza aldığını gördünüz? Adalet mülkü olanın temeli olmuşsa kanunlar da göstermeliktir, süstür, despotluğa demokrat süsü veren bir maskottur. 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.