DüşünceOrtadoğu

Mahsa Amini Sonrası İran’da Neler Oldu?

İran’da kadın hakları konusu, 1979 devriminden beri konuşulmaya devam ediyor. Kadınların devrimden sonra değişen statüsü, aile, sosyal ve kamusal hayattaki konumu zaman zaman belirli zeminlere otursa da hala tam olarak istenilen seviyeye gelmiş değil. Kadınlar başörtüsü konusu başta olmak üzere birçok alanda farklı değişimler arzuluyor ve statülerinin daha iyi bir konuma gelmesi için çaba sarf ediyor. Esasında devrimin kıvılcımlarının ortaya atıldığı ilk anlarda kadınlar sahada oldukça aktif bir şekilde yer almıştı. Şah rejiminin ortadan kalkması halkın çoğunluğunun olduğu gibi kadınların da ortak gayesiydi. Böylece kadınlar devrimden sonra neler yaşayacaklarından habersiz bir birlik konvoyu oluşturmuş oldular. Fakat ülkelerini özgür, tam bağımsız ve “Batı ve ABD” boyunduruğu altında bırakmamak için çıktıkları bu yolda hayal kırıklığına uğradılar.

Kadınlar devrimden bugüne kadar geçen süreç içinde yüzlerce gösteri düzenlediler ve farklı gayelerde birleşerek haklarının teslim olması yönündeki isteklerini dile getirdiler. Bu kimi zaman stadyuma girebilmek, kimi zaman da spor müsabakalarına bizzat katılabilmeleri içindi. Peyderpey bu haklarını elde eden kadınlar, şu an hala eksik olanı tamamlama peşinde. Son olarak Mahsa Jina Amini’nin 13 Eylül 2022’de ahlak polisi tarafından gözaltına alınması ve bunun ardından ölmesi, İran’da derin infiale neden olmuştu. Milyonlarca İranlı sokaklara dökülmüş, Mahsa Amini’nin ölümü de kadınlar için bardağı taşıran son damla olarak görünmüştü! Elbette bu taşan su bir işe yaramadı. Hükümet derinleşen eylemlerin ardından “ahlak polisini” kaldırdığını duyurdu ancak birkaç ay sonra ahlak polisleri yeniden sokaklarda görünmeye başladı. “Kadın, Hayat ve Özgürlük” sloganları ile sokaklarda aylarca eylem yapan kadınlar, artık ‘haklarının teslim edilmesi’ gibi ufak değişimler değil köklü değişimler istiyordu. Kadınlar “Diktatöre Ölüm” ve “İslam Cumhuriyeti’ni istemiyoruz” rejime karşı tahammüllerini dile getirmeye çalıştı. Öyle ki bu eylemler ülke içinde destek gördüğü gibi uluslararası medyada da büyük bir karşılık buldu. Binlerce kadın İranlı hemcinslerinin yanında durmak ve eylemlerine katkı sağlamak için saçlarını kestikleri videoları sosyal medya hesaplarından paylaşarak desteklerini şekillendirmiş oldular. İranlı kadınlar hem eylemler sırasında hem de eylemlerden bugüne, zaman zaman bir “sivil itaatsizlik” eylemi olarak başörtülerini çıkartıp sokaklarda yürümeye devam ediyor. Fakat “İffet ve Başörtüsü Yasası”nın  yürürlüğe girmesi ile artık sokaklarda başörtüsü takmayan kadınlar daha fazla denetlenecek.

İran Human Rights haberine göre: “İffet ve Başörtüsü” tasarısı daha da ileri giderek, başörtüsü olmadan kamusal alanda şahsen veya sosyal medyada görünme eylemini “çıplaklık”la eşdeğer sayarak topluma zarar vermekle eşitliyor. Tasarı, para cezaları, banka hesaplarına erişim kısıtlamaları, kişisel araçlara el konulması, seyahat sınırlamaları, çevrimiçi faaliyet yasakları ve hapis cezası gibi bir dizi ek ceza getiriyor.” Başörtüsü yasakların uymayan birçok kadının para cezasını çarptırıldığı bir gerçekti ancak Amini protestolarından sonra uygulamalardaki sıkılık ile İranlı denetleyiciler, birçok kadına para cezası kesmeye  ve başörtüsünü takmayan birçok işletmecinin iş yerini kapatmaya devam ediyor. Mahsa Amini protestolarına katılına ya da yardım eden birçok destekçi hapis cezasına çaptırılmıştı. Cezaya çaptırılan birçok kişinin davaları aylar boyunca sürmüş, birçok kişi idama mahkum edilmişti. 23 yaşındaki Muhammed Ghobadlou’nun geçtiğimiz Ocak ayında idam edilmesi ise büyük tepkilere neden olmuş, birçok kuruluş idamların durdurulması için uluslararası çağrılarına yinelemişti. Mahsa Amini protestolarını haberleştiren birçok gazeteci ise hala hapiste kalmaya devam ediyor. 2021′ de Cumhurbaşkanı koltuğuna oturan ve protestolar sırasındaki söylemleri ile de kadınlar hakkındaki tutumunu anlayabildiğimiz İbrahim Reisi’nin geçtiğimiz aylarda “Başörtüsünün çıkarılmasının yayılması kesin surette durdurulacaktır” ifadeleri de hükümetin kadınlar nezdindeki politikalarında bir yumuşama olmadığı konusunu doğrular nitelikte.

Son olarak kadınların sokaklardaki eylemlerinin nedenlerini sadece kadın hakları özelinde değerlendirmek yanlış olacaktır. Ülke genelindeki ekonomik açmazlar, nükleer meselelerin çözüme kavuşamaması, otoriter baskı gibi birçok etmenler halkın öfkesini arttırmasına neden olmuş ve eylemlerin artmasına zemin hazırlamıştır. Aynı zamanda ülkenin ekonomik ve siyasi sorunları kadınların statülerini de etkileyerek sağlam bir zemine oturmasını engellemektedir. Bütün bu gelişmeler rejimi bir çıkmaza sokmuş gibi görünmüyor, eylemler karşısında uygulamış olduğu baskın politika ve sonrasında birçok gazeteci ve kadın aktivistin gözaltına alınması gibi birçok konuda rejimin halen baskın bir şekilde görünür kalmaya devam ediyor. Burada Cumhurbaşkanı Reisi’nin de kadınlar özelindeki söylemlerinin dikkat çekici olduğunu unutmamak önemlidir.

Yararlanılan kaynaklar: iranhumanrights.org, Gülriz Şen, Mehsa Emini’nin Ardından İran’da Kadın, Hayat ve Özgürlük.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.