Kosova’nın Tarihsel Gelişim Süreci
Birçok ülkenin bulunduğu Balkanlar bölgesi siyasi açıdan oldukça karışık bir yapıya sahiptir. Bölgede birçok etnik grup bulunmaktadır. Kosova, bölgede siyasi durumu tartışmalı olan bir ülkedir. Kosova’nın nüfusunun çoğunluğunu Arnavutlar oluşturmaktadır ve Sırp nüfusu da mevcuttur. Hem Arnavutlara hem de Sırplara göre kendilerinin Kosova’daki varlıkları uzun yıllar öncesine dayanmaktadır. Bu sebeple bu iki grubun Kosova üzerinden tartışması görülmektedir. Bu tartışma günümüzde de devam etmektedir.
Balkan Savaşları sonucunda Kosova tamamen Sırbistan’ın hakimiyeti altında kalmıştır. Birinci Dünya Savaşı ile bölge siyasi anlamda değişmeye başlamıştır. Sırplar, Hırvatlar ve Slovenlerin bir araya geldiği Yugoslavya Krallığı kurulmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla bu krallık etkisini kaybetmiştir. Bu dönemde birçok Sırp’ın Kosova’ya yerleşmeye başladığı görülmüştür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında 29 Kasım 1945 tarihinde Josip Broz Tito liderliğinde Yugoslavya Federatif Halk Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu yapıda Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar, Slovenler, Karadağlılar ve Makedonyalılardan oluşan altı cumhuriyet ile Sırplara bağlı olan Kosova ve Voyvodina özerk bölgeleri yer almaktadır. Bu durumda ilerleyen tarihlerde Kosova’da yaşayan Arnavutlar çeşitli haklar talep etmişlerdir. Arnavutlar arasında bağımsızlık isteğinin arttığı görülmüştür. Bu amaçlarla çeşitli protestolar gerçekleştirilmiştir. Nihayetinde Kosovalılara kendi mahkemeleri ve kendi okullarına sahip olmaları gibi haklar verilmiştir. 1974 anayasası ile Kosova’nın özerklik yetkileri arttırılmıştır. Bu anayasa ile Kosova kendi devlet kurumlarını ve güvenlik teşkilatını oluşturabilmiştir. 1980’li yıllarda Kosova’da gerilimin arttığı görülmüştür. Tito’nun ölümünün ardından yerine gelen Miloseviç’in Sırp milliyetçisi tutumu dikkat çekmektedir. Bu tutumu neticesinde Kosova’da Arnavutçanın kurumlarda yasaklanması gibi Arnavutların varlıklarını zedeleyici faaliyetleri görülmüştür. 1989 yılında Miloseviç Kosova’nın özerkliğini kaldırmıştır. Sırplara bağlanmış ve Kosova parlamentosu kapatılmıştır.
Yugoslavya’nın dağılma sürecine girmesiyle birlikte 1991 yılında Kosova’da bağımsızlık referandumu yapılmıştır ve bağımsızlık kararı çıkmıştır. Fakat Arnavutluk hariç hiçbir ülke Kosova’nın bağımsızlığını tanımamıştır. Bu tarihlerde Yugoslavya içerisinde bulunan diğer halkların da bağımsızlık mücadelesine girdiği görülmüştür. Bosna Hersek’in savaşta olduğu atmosferde Kosova bağımsızlığını barışçıl yollarla elde etmenin isteğine sahip olmuştur. Fakat bu amaca ulaşılamayınca diğer halkların bağımsızlıklarını savaşla elde etmelerinin de etkisiyle Kosova içerişinde de bağımsızlık için daha aktif olunması yönünde düşünceler ortaya çıkmıştır. Bu etkiyle Kosova Kurtuluş Örgütü kurulmuştur. 1990’lı yılların ikinci yarısında Sırplar ile bağımsızlık isteyen Kosovalı Arnavutlar arasında şiddetli çatışmalara yaşanmıştır. 1999 yılına gelindiğinde Sırpların Kosova’ya saldırıların durmaması üzerine NATO’nun Yugoslavya’ya müdahalesi görülmüştür. Bunun neticesinde Kosovalılar lehine amaçlar barındıran barış şartı Miloseviç’e kabul ettirilmiştir. Kosova, BM yönetimine verilmiştir.
Kosova’nın statüsünün belirlenmesi görüşmelerine arabuluculuk yapması amacıyla Martti Ahtisaari BM tarafından görevlendirilmiştir. Bu amaçla 2006 yılında Sırbistan ile Kosova arasında müzakereler gerçekleştirilmiştir. Müzakerelerde uzlaşılamayınca BM’ye sunulan Ahtisaari Planı’nda Kosova’nın bağımsızlığı ön görülmüştür. Kosova buna dayanarak 2008’de bağımsızlığını ilan etmiştir. Daha önce bağımsızlığını ilan ettiğinde Arnavutluk dışında hiçbir ülkenin bunu tanımamasına karşın 2008 yılında ilan edilen bağımsızlığın ardından ABD, İngiltere ve Fransa Kosova’yı tanımıştır. Aynı yıl Sırbistan, Kosova’nın bu kararının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmuştur. Fakat UAD bağımsızlık kararının hukuka uygun olduğunu bildirmiştir. Bundan sonra bağımsız Kosova’nın uluslararası sisteme entegrasyonu ve Sırbistan ile ilişkileri tartışma konusu olmuştur.