EdebiyatSözler

Kürk Mantolu Madonna’dan Çerçeveletilesi 5 Alıntı

Yazın tarihimizin belki de en önemli eserleri arasında yer alan Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sı içerik açısından oldukça zengin, psikolojik tahlillerin kusursuz işlendiği, olay örgüsünün sağlam olduğu Türk edebiyatının başyapıtlarından. İşte size bu muhteşem eserden 5 kesit;
1-)

“Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum.” dedi. Bu eksiklik sana değil, bana ait, bende inanmak noksanmış, beni bu kadar sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığımı zannediyormuşum. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar. Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın. Seni seviyorum, deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum, seni istiyorum, içimde müthiş bir arzu var, bir iyi olsam.
2-)

Bir kadın, tren penceresinden dışarı bakabilir, bu sırada gözüne bir kömür parçası kaçar, o ehemmiyet vermeden bunu ovuşturur ve bu minimini hadise dünyanın en güzel gözlerinden birini kör edebilirdi. Göz mü mühim, kömür parçası mı ? Asıl hayat teferruattan ibarettir. Bizim mantığımızla hayatın mantığı asla birbirine uymuyor.
3-)

İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyordur.
4-)

Hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz ? Bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. İnsanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler. Üst tarafını uydururlar ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden herşeyi bırakıp kaçarlar.
5-)

Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ancak birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gidecekti. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu. Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, herşeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.