Ne Zaman Zengin Olursunuz?

Hayaller kurulur, hayaller yıkılır ama zengin olma isteği bir türlü dinmek bilmez. Bazen zengin olan insanların davranışları ya da yaşam şekilleri fakirlikten müzdarip olan insanların uykudan önce düşledikleri, sürekli olmak istedikleri bir konumdur. Peki zengin olduğunuzu ne zaman anlarsınız?

1-) Taksimetreye bakmadığınız zaman

Bir gün bir işe ya da okuldaki sınava çok kısa bir sürede yetişmek durumunda kaldığınızda, ve yahut metrobüsün kargaşasına karışmak istemediğiniz anlarda bir el hareketi ile sizi avına odaklanan bir akbaba gibi bekleyen taksileri durdurup, bindiğinizde ve gidilecek yeri şoföre söyledikten sonra, istikamete ulaşıncaya kadar taksimetreye bakmadığınız gün zengin oldunuz demektir. Oysa taksimetrelerin ne kadar hızda, ne kadar çabuk ilerlediğine hayret etmez miydik?

2-) Pos makinasına bakmadığınız zaman

Bir gün herhangi bir yerde yemek yediğinizde, arkadaşlarınızla oturup çay, kahve içtiğiniz zaman hesap ödeme zamanı gelip çatınca ve siz cüzdanınızdan limitinin nasıl olsa bitmeyeceğine kanaat getirdiğiniz kredi kartınız ile hesap alan kişiye verdiğiniz anda, elinize cep telefonunuzu alıp, bildirimlere şöyle bir göz ucuyla baktığınız sırada hesap alan kişi ikinci dökümanı, kartınızla beraber size verdiğinde zenginsiniz demektir. Oysa pos makinasının  kalem büyüklüğündeki dijital ekranına limit var mıydı, yok muydu diye endişeyle bakılmaz mıydı?

3-) Wi-Fi’ye bağlanmaya gerek duymadığınız zaman

Bir mekanda oturduğunuz zaman, servis yapan garsona ya da komiye kibarca wi-fi şifresini sormaya tenezzül etmeden, cebinizdeki telefonla internette sörf yapmaya devam ettiğiniz an zengin oldunuz demektir. Oysa kominin gözlerinin içine bakıp, telefonu göstererek şifreyi istemez miydik ve onlar da oynatma hızı on kat ilerletilmiş bir videodaki gibi söyleyip geçmez miydi? Ve sonra ağda bir sorun olup olmadığını söylemez miydik?

4-) Alışveriş Sepetinden Ürün Çıkarmak Zorunda Kalmadığınız Zaman

Bir alışveriş sırasında, sepetinize alacaklarınızı koydunuz ve ödeme noktasına geldiğiniz zaman, sistematik bir sesle ürünlerinizi okutan kasiyerin ekranına bakmak yerine, yine sağa sola bakıp toplam tutarın söylenmesine kadar eyleminizi devam ettirirseniz bilin ki zenginsiniz. Ya da büyük matematik hesapları sonucu küsüratına kadar hesapladığınız sepet nasıl olduysa fazla verdi ve siz sepetinizden bir ürünü çıkarmak zorunda kalmazsanız ve siz yine zenginler arasında yerinizi almışsınız demektir.

 

Fakat, öyle bir an gelir ki ne zengin, ne fakir ayrılır. Ölüm iki kutbu da birleştirir. Ve herkes bir taşın üzerinde eşittir. Arkamızda bırakacağımız tek zenginlik aklımızın ve kalbimizin zenginliği olacaktır. Bir teselli değil bilakis gerçektir. Arkanızda bu değerleri bıraktığınızda ancak asıl zengin olabilirsiniz; aklen ve kalben zengin olmaktır aslolan.